Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10624 E. 2014/8061 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10624
KARAR NO : 2014/8061
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2013
NUMARASI : 2013/95-2013/2

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı ve davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. Ş.. A.. ile davalı vek. Av. …. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten kullanmak üzere 08.04.2008 tarihli 25.865,60 TL’lik Kıa Pro Ceed tipi 2008 model otomobil satın aldığını, otonun muhtelif yerlerinde boya ve vernik dökülmeleri meydana gelince, 22.07.2009 tarihinde e-maille durumu davalıya bildirdiklerini, sonuç alamayınca tespit yaptırdıklarını,tespit bilirkişisinin imalat hatası olduğunu belirtmesi üzerine dava açtıklarını belirterek 25.865,60 TL’nin 08.04.2008 tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, davanın 6 aylık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini belirtmiş, dava konusu araçta ayıp bulunmadığını, aracın davalıya 31.03.2008 tarihinde fatura ile satıldığını, test aracı olarak faturalandırıldığının faturaya not edildiğini, tespit raporunu kabul etmedikleri gibi, bilirkişi heyetinde kimya mühendisinin bulunması gerektiğini, davacının garanti belgesi düzenlemeye yetkili olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller, dosyada alınan bilirkişi raporları karşısında, araçtaki ayıbın gizli ayıp olup, davanın 3 yıllık garanti süresi içinde açıldığı gibi, davacının ayıplı malı kullanma zorunluluğu bulunmadığından davanın kısmen kabulüne, 21.371,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davaya konu 26 …. plakalı aracın davacı tarafından davalıya iadesine ve aracın davalıya iade tarihinden itibaren hüküm altına alınan iş bu alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi uyarınca avans faizi yürütülmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, satıcının ayıplı mal satışı nedeniyle tekeffülü hükümlerine dayanılarak açılmıştır.
Taraflar tacir olup, aralarında “Yetkili Araç Satış Bayiliği Sözleşmesi” bulunmaktadır. Dava konusu aracın davalı tedarikçi tarafından davacı bayiye “Test Aracı” olarak satıldığı ve düzenlenen faturada bu hususun şerh edildiği dosyaya sunulan fatura içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı, süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25/4. maddesi uyarınca ticari satışlarda zamanaşımı süresi, satılanın alıcıya tesliminden itibaren 6 aydır. Daha uzun süreli garanti verildiği hallerde zamanaşımı süresinin, garanti süresi sonuna kadar uzayacağı Yargıtay’ca kabul edilmekte ise de, somut olayda davalı tarafından davacıya verilmiş bir garantiye rastlanılamadığından zamanaşımı süresinin belirtilen yasa hükmünde olduğu gibi 6 ay olarak değerlendirilmesi gerekir.
Öte yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 207. maddesi uyarınca iğfal durumunda zamanaşımına dayanılamaz ise de, somut olayda iğfal bulunduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. Malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi, tek başına iğfal olarak değerlendirilemez. Dava konusu araç 31.03.2008 tarihinde satılıp davacıya teslim edilmiş, dava ise 10.11.2009 tarihinde açılmıştır.
Başka bir anlatımla, dava 6 aylık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılmış bulunmaktadır.
O halde mahkemece somut olay bakımından davalının zamanaşımı definin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.