Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10620 E. 2014/8060 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10620
KARAR NO : 2014/8060
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2011/311-2013/65

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit – teminat mektubunun hükümsüzlüğü ve iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı (birleşen dosya davalısı) vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı (birleşen dosyada davacı) vek. Av. … ile davalı (birleşen dosyada davalısı) vek. Av. … . gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketle davalı arasında 1986-2010 tarihlerinde Ç.. ilçesinde akaryakıt istasyonu olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin işletme sözleşmesi ve taahhütnamelerden doğan borçların vadesinde ödenmesini teminen beş adet meblağ bölümü boş çekler ile birleşen davada bir adet 50.000 TL miktarlı banka teminat mektubu verildiğini, bayilik ilişkisinin Rekabet Kurulu Kararları gereği, 16.08.2010 tarihli ihtarnamesi ile müvekkili şirketçe bitirildiğini, herhangi bir borç olmadığı halde çeklerin ve birleşen davada teminat mektubunun iade edilmediğini ileri sürerek, çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile birleşen davada teminat mektubunun hükümsüzlüğü ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davacı şirketin borçlarını ödemediğini, davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre, asıl davanın kabulü ile, dava konusu yapılan 5 adet çekin karşılıksız çıkması nedeniyle anılan çeklerin bedelsizliğine ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davada, davanın kabulü ile, davalı şirkete verilen 25.01.2008 tarihli 50.000 TL miktarlı banka teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verilmiş, hükmü asıl ve birleşen davalardaki davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili asıl davasında dava dilekçesinde, “… davalıda bulunan Akbank …. şubesine ait 3448577 – 3448358 – 344359 – 3448360 – 3448361 seri numaralı 5 adet çeklerin bedelsizliğinin ve borçlu olmadığının tespitine” karar verilmesini istemiştir. 21.11.2011 hakim havale tarihli “dava dilekçesi ve delil isteminin tavzihine ilişkin “dilekçesinde ise; “Dava dilekçesinde ve delil listemizde, davalıya teminat amaçlı olarak verilen, tedbiren ödeme yasağı olduğumuz 5 adet çekin seri numaraları maddi hata sonucunda yanlış yazılmış olup, ödeme yasağı konulmasını ve bedelsizliğini talep etmiş olduğumuz çeklerin seri numaraları, Z-3706076, Z-3706077, Z-3706078, Z-3706079, Z-3706080’dir. Davaya konu çeklerin seri numaralarının maddi hata sonucu sehven tarafımızca yanlış yazılmış olduğu aşikardır. Zira, davalı yanın delil isteminin 3 nolu maddemizde de davalı yanın müvekkili şirketten 23.01.2008 tarihli anlaşma kapsamında, … numaralı çekleri aldığı davalının kabulünde olup, davalının haksız yere elinde bulunduğu ve müvekkiline teslim etmediği çekler bu çeklerdir. … Dava dilekçemizde ve delil listesinde yapmış olduğumuz maddi hataya ilişkin düzeltmenin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.” Davacının 21.11.2011 tarihli bu dilekçesi, delil listesi ile davalı vekiline 09.01.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, 27.01.2012 tarihli celsede, davacı vekilinin bu dilekçesinden bahsedilmiştir.
Yargılama sonucunda, asıl dava yönünden dava kabul edilerek, dava dilekçesinde bedelsizliği istenen 34483557 – 3448358 – 3448359 – 34483560 – 3448361 nolu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı vekilinin 21.11.2011 tarihli tavzih dilekçesindeki çeklerle ilgili talep gözetilmeden dava dilekçesine göre hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün asıl ve birleşen davalardaki davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davadaki davalı yararına takdir edilen 1100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, asıl ve birleşen davalardaki davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.