Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10593 E. 2013/13462 K. 10.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10593
KARAR NO : 2013/13462
KARAR TARİHİ : 10.09.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 13.03.2007 tarihinde akaryakıt bayiliği sözleşmesi ve satış taahhütnamesi imzalandığını, ancak müvekkili şirketin bayisi olarak faaliyette bulunan davalının hiçbir haklı neden göstermeden çektiği ihtarname ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin satış taahhüdüne aykırılıktan dolayı cezai şart talep etme hakkının doğduğunu belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 10.000-TL’nin hakkın doğduğu tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, akabinde davasını ıslah ederek 153.690,61-TL talep etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının 13.03.2007 tarihli sözleşme ve ekinde yeralan taahhütname gereğince her yılsonu itibariyle vaadettiği 300 m3′ lük beyaz ürün satışını gerçekleştiremediği, bu nedenle davacının cezai şart ve kâr mahrumiyetinden dolayı davalıdan alacaklı olduğu, alacak miktarının alınan raporlar uyarınca 153.690,61-TL olduğu, davalının ise davacı tarafın iddialarının aksini ispatlayacak hiçbir belge ve delil sunamadığı belirtilerek, davanın kabulü ile, asıl dava değeri olan 10.000-TL’nin dava tarihi olan 07.05.2010′ dan itibaren, ıslah edilen 143.690,61-TL’ nin ise ıslah tarihi olan 26.09.2012′ den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, toplam 153.690,61-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, yargılamaya katılmamış, kendisine gönderilen isticvap davetiyesine mazeretsiz olarak gelmediği takdirde sadece bayilik sözleşmesi altındaki imzanın kendisine ait olduğunun kabul edileceği yolunda şerh düşülmüştür. Temyiz dilekçesinde ise, hükme esas alınan taahhütname altındaki imzanın kendisine ait olmadığı belirtilmiştir. İsticvap davetiyesinde taahhütnameden sözedilmediğine göre, yargılamaya katılmayan ve bu nedenle davayı inkar etmiş sayılan davalıya dava konusu taahhütname altındaki imzanın da kendisine ait olup olmadığı yönünde isticvap davetiyesi çıkarılması gerekirken, bu husus yerine getirilmeden yargılama yapılıp hüküm kurulması doğru olmayıp temyiz dilekçesinde imza inkar edilmiş olduğundan bu yön üzerinde durulup imza incelemesi yaptırıldıktan sonra tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına. peşin harcın istek halinde iadesine, 10.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.