Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/1053 E. 2013/17248 K. 05.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1053
KARAR NO : 2013/17248
KARAR TARİHİ : 05.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Dava, ihtiyati haciz baskısı altında ödendiği iddia edilen bono bedelinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alınmışsa da aleyhine ihtiyati haciz işlemi uygulanmadığını, icra tehdidi altında olmadan 50.000 TL ödediğini, ayrıca davacının bizzat kaleme aldığı protokol ile de borcunu kabul ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının ihtiyati haciz kararından 2 gün sonra 50.000 TL’yi icra dosyasına yatırdığı, ihtiyati haciz kararından sonra takibin kesinleştiği, takibe ve ihtiyati haciz kararına davacının itiraz etmediği, takip kesinleşmeden yapılan ödemenin icra tehdidi altında yapıldığının kabul edilemeyeceği, takipten sonra yapılan ödemeler bakımından da maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, dava ve takip konusu bononun lehtarı olması nedeniyle, bonoda asıl borçlu değil müracaat borçlusudur. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 690’ıncı maddesi uyarınca bonolar için de uygulanan aynı Kanun’un m.641/2 hükmüne göre, ödememe protestosu çekilmemesi hâlinde hamil, müracaat borçlularına karşı olan talep haklarını kaybeder. Somut olayda, icra takibine konu bononun protesto edildiğine dair bir belge sunulmamıştır. Ayrıca, davacı hakkında 22.12.2010 tarihinde icra takibinde bulunmuş ve ihtiyati haciz kararı alınmış, aynı gün tapu idaresine, trafik siciline ve bankalara ihtiyati haciz müzekkereleri gönderilmiş olup, davacının yapmış olduğu 24.12.2010 tarihli ödeme ile aynı günde davalı alacaklı vekili tarafından araç üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılması istenmiştir. Davalı tarafından yapılan icra takibinin niteliği kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olduğundan, davacı tarafından yapılacak itirazın satıştan başka icra takiplerini durdurması da söz konusu değildir(İİK m.169). Bu nedenle mahkemece, davacının cebri icra tehdidi altında ödeme yapmadığı şeklindeki gerekçesi yerinde olmadığı gibi davacının maddi hukuk bakımından davalıya borçlu olduğu konusundaki kanaate ne şekilde ulaşıldığı da açıklanmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.