Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10279 E. 2014/7980 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10279
KARAR NO : 2014/7980
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2008/336-2013/62

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazla ödenen miktar yönünden avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. .. ile davalı vek. Av. .. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin feshedilip bir kısım çeklerin iade edilmesi kararlaştırıldığı halde davalının 11 adet çeki iade etmediğini, iade alması gereken 80.098 TL değerindeki ürünleri iade almadığını, 24.05.2008 tarihli 50.000 TL’lik çek nedeniyle fazladan ödenen 11.000 TL’nin geri ödenmediğini bildirerek 11 adet çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile çeklerin iptaline, 80.098 TL değerindeki ürünlerin davalıya teslimi ile 80.998 TL ürün bedellerinin avans faizi ile davalıdan tahsiline fazladan ödenen 11.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalının toplam 700.000 TL değerindeki 10 adet çeki mahkemeye teslim ettiği, taraflar arasındaki 01.08.2007 tarihli sözleşmenin 8.6 maddesi ile 21.05.2008 tarihli protokolün 1. md. birlikte değerlendirildiğinde, 80.098 TL değerindeki ürünlerin sözleşme tarihinden önce davacıya satılan ürünler arasında olması ile son kullanım tarihlerinin geçmiş olmasının davalıya bu ürünleri almaktan açınma hakkı vermeyi ve halen davacı elinde bulunan ürünlerin de davalıya iade edilmesi suretiyle, davacıya davalı tarafından satışı yapılan ürün miktarından düşülmesi gerektiği, halen davacı yanında olan ve davalıya iade edilmesi gerektiği kabul edilen 80.086,85 TL bedelli ürün de dikkate alındığında davacının davalıya yaptığı fazla ödemenin 71.124,81 TL olup taleple bağlı kalınması gerektiği gerekçeleriyle 10 adet çek nedeniyle davalının alacaklı olmadığı, çeklerin teslim edildiği, bu çekler nedeniyle davalının alacak iddiasında da bulunmadığından bu çekler yönünden konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu çekler nedeniyle davacı yararına tazminata yer olmadığına, 07.06.2008 tarihli 50.000 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı yararına tazminat verilmesine yer olmadığına, 80.086,85 TL bedelli ürünlerin davalı tarafa iadesine ve davalı tarafından davacıya teslim edildiği bildirilen ürünler içerisinden düşülmesine, fazla ödenen miktar yönünden taleple bağlı kalınarak 11.000 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanmış olduğu inkar edilmeyen 21.05.2008 tarihli Protokolün 1. md. “A.. Kozmetik (Distribütör/Bayi-SiA) stokunuzda bulunduğunu telefonda söylediğiniz KDV dahil toplam 475.576,39 TL tutarında bizim üretimimiz olan ürünleri sayarak, tam ve sağlam olarak B.. Kozmetik’e teslim edecek ve iade faturasını F.. Kozmetik (Satıcı – Biz)’e fatura edecektir.” hükmünü içermektedir. Anılan protokol gereğince davalı, davacının toplam 475.976,39 TL tutarında mal iadesini kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iade edilecek malların toplam tutarının 475.976,39 TL olarak gözetilip, sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Keza, anılan protokolün 4. maddesinde ise 9 adet çekin davalı tarafından davacıya iade edileceği kararlaştırılmıştır. Hal böyle olunca, davacı talebinin protokolün yukarıda yazılı madde hükmü gözetilerek bir karar verilmesi gerekir iken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince; söz konusu protokolün 2. md. “Bugüne kadar vadesi gelmemiş A.. Kozmetik çeklerinden 24.05.2008 vade, 50.000 YTL, 07.06.2008 vade, 50.000 YTL, 28.06.2008 vade, 100.000 YTL tutarında olan 3 adet toplam 200.000 YTL tutarındaki çeklerini A.. Kozmetik vadesinde ödeyecektir.” hükmünü içerdiğinden, davacının anılan maddede belirtilen çek bedellerini ödemesi gerekir. Nitekim davacı bu çeklerden ilkini ödemiş olup, mahkemece yukarıda yazılı hüküm değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün 21.05.2008 tarihli protokol hükümleri doğrultusunda yapılması gerektiği nazara alınmadan olaya uygun düşmeyen biçimde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte hükmün davacı yararına, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir olunan 1.100’er TL duruşma vekalet ücretinin yek diğerinden alınarak bir diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.