Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10049 E. 2014/7539 K. 16.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10049
KARAR NO : 2014/7539
KARAR TARİHİ : 16.04.2014

MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2012/176-2013/76

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. G.. K.. ile davalı vek. Av. M.. D..’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 28.05.2004 tarihli Tüplügaz Bayilik Sözleşmesinin 28.10.2005 tarihinde davalı tarafından feshedildiğini, davalının fesih nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini için açmış olduğu davanın İzmir 5. Asliye Ticaret mahkemesince reddedildiğini, anılan kararın temyiz incelemesinden geçerek onandığını, söz konusu sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, fesih sebebi olarak müvekkiline tebliğ edilen 13.09.2005 tarihli perakende satış fiyatının aşılmamasına ilişkin tamim gönderilerek müvekkilinin azami satış fiyatını aşmış olmasının ileri sürüldüğünü, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın şimdilik 100.000 TL.’lik kısmı ile koşulları oluşmadığı halde nakde çevrilen teminat mektubundan doğan 10.000 TL. alacak ve davalıdan satın alınıp sözleşmenin feshi sonrası davalıya teslim edilen malların karşılığında 2.705,00 TL. ve 500 adet tüp için 6000 TL. depozito bedeli olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak toplam 118.705,00 TL.’ nin olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartının yer aldığından bahisle mahkemenin yetkisiz olduğuna dair yetki ilk itirazında bulunmuş, 6 yıl önce feshedilen bir sözleşmeden doğan alacağın talep edilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının bildirilen 13.09.2005 tarihli perakende satış fiyatlarını dikkate almayarak bu fiyatların üzerinde satış yaptığının tespit edilmesi üzerine bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin temyiz incelemesinden geçerek onanan taraflar arasında İzmir 5. Asliye Ticaret mahkemesinde görülen davada verilen kararda müvekkilince sözleşmenin feshinin haklı görüldüğü ancak müvekkilinin sözleşmenin feshini müteakip başka bir firma ile anlaşmış olması sebebiyle kar mahrumiyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, sözleşmenin feshinden sonra davacının Milangaz A.Ş. Bayisi olarak daha yüksek bir kar oranı üzerinden çalışmaya devam ettiğini, bu nedenle davacının kar mahrumiyeti talebinin hukuka aykırı olduğunu, anılan firmanın bayiliğini devralırken tüp satışlarını aynı telefonlarla devam ettirdiğini, müvekkiline ait tüplerin talep edilmiş olmasına rağmen davacı tarafça iade edilmemiş olması sebebiyle sözleşmenin 6/c maddesi gereği teminat mektubunun nakde çevrildiğini, davacının depozito bedeli alacağı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve taraflar arasında daha önce görülen kesinleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/100 E. ve 2008/722 K. sayılı kararına göre; Aygaz AŞ’nin haklı nedenle bayilik sözleşmesini feshettiğinin anlaşıldığı, bu davanın ise İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davalı olan bayi O.. Ltd Şti sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasıyla açıldığı, davacı ile davalının yer değiştirmesinin anılan mahkemenin dosyasında Aygaz AŞ’nin haklı nedenle sözleşmeyi feshettiği yönündeki kesinleşmiş hükmünü ortadan kaldıramayacağı, kesinleşmiş hüküm nedeniyle davacının dava açma hakkı bulunmadığı, verilen kararın yanlış yorumlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı taraf iş bu davada, davalı yanca tüplü bayilik sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle davalıya iade edilen yan ürün bedelini, nakde çevrilen teminat mektubu bedelini, depozito tüp bedelini ve kar mahrumiyeti bedelini talep etmiştir. Bilindiği üzere 6100 sy. HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” denilmektedir. Bu durumda mahkemece davacının her bir talebi hakkında anılan yasa maddesine uygun olarak gerekçe oluşturulup varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davacı tarafın dilekçelerinde ileri sürdüğü hususlar ve dosya içerisinde bulunan tespit dosyası göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.