YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9905
KARAR NO : 2012/15159
KARAR TARİHİ : 16.10.2012
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davadışı …Ltd.Şti ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, ayrıca bu sözleşmeye teminat olarak takibe konu senedi aval veren olarak beyaza imzalı şekilde bankaya ibraz ettiğini, davalı banka tarafından çekilen ihtarnamede genel kredi sözleşmesinin sona erdiği ve hesabın kat edilmesi sonucunda toplam 61,28-TL borcun ödenmesinin istendiğini, müvekkilinin de bu borcu ödediğini, müvekkilinin başka borcu olmadığını, ancak bankanın müvekkilinin imzalamadığı başka bir kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borcu kart borçlusundan tahsil edemeyince genel kredi sözleşmesinin teminatı için verilmiş senedi anlaşma hilafına doldurarak İzmir 9. İcra Müdürlüğü’ nün 2011/5212 E. sayılı dosyasında takibe koymuş olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu senedin iptaline, davalı banka aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının genel kredi sözleşmesindeki ve bonodaki imzalarını inkar etmediğini, sözkonusu kredi borcunun ödenmesi için keşide edilen ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine icra takibine başladıklarını, davacı tarafın bankaya borcu olmadığına dair iddiasının doğru olmadığını beyanla, davanın reddine ve alacağın %40′ ından az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 16/05/2011 vade tarihli 25.000-TL bedelli bono nedeni ile davacının davalıya 10.140-TL miktar bakımından borçlu olmadığının tespitine, senedin bakiye kalan kısmı için talebin reddine, İzmir 9. İcra Dairesi’ nin 2011/5212 E. sayılı takip dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin derhal durdurulmasına, davalının takipte kötüniyetli olduğu anlaşılamadığından %40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların da kabulünde olduğu üzere icra takibine konu bononun davadışı … şirketinin davalı bankadan kullanacağı kredi borcu nedeniyle teminat olarak verildiği anlaşılmaktadır. Davalı banka tarafından icra takibindeki alacak konusunda herhangi bir açıklamada bulunulmamış, mahkemece davalı tarafından davadışı … şirketine verilen çek yapraklarından davalı bankaya ödemekle yükümlü olduğu miktar gözönüne alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı banka tarafından davadışı şirkete verilen çek yapraklarından dolayı davalının 3. kişilere herhangi bir ödemede bulunmadığı, bu nedenle henüz tahsili gereken muaccel bir alacağın bulunmadığı gözönüne alınmaksızın yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.