Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/9468 E. 2013/10746 K. 11.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9468
KARAR NO : 2013/10746
KARAR TARİHİ : 11.06.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız davalı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili müvekkili ile davalının dava dış … Turizm Ltd. Şti ortakları iken, davalının 17.07.2008 tarihinde ortaklıktan fiilen ayrılarak şirket hissesini devir için müvekkilini tam yetkili kıldığını, müvekkilinin, davalıya ait şirket hissesini 14.08.2008 tarihinde noter senedi ile devretmişse de, şirketin mevcut kamu borçları nedeniyle ticaret sicili gazetesinde ilan ettiremediklerini, davalının şirket ortaklığından fiilen ayrılması nedeniyle 22.07.2009 tarihinde taahhütname imzaladıklarını ve teminat olarak davalı tarafından takibe konulan bononun davalıya teslim edildiğini, davalının bu borçların hiçbirini ödemediği halde, teminat bonosunu takibe koyduğunu ve müvekkiline ait taşınmazın satılmak üzere bulunduğunu ileri sürerek takibe konulan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında önceden 17.07.2008 tarihli taahhütname yapıldığını, bu taahhütnamedeki, bankadan çekilen kredi borcunun ödenmesi konusundaki taahhüdünün müvekkilince yerine getirildiğini, 03.08.2008 tarihinden itibaren 03.12.2009 tarihine kadar 111.243,92 TL olan borcu ödediklerini, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği için 22.07.2009 tarihli taahhütnamede müvekkili aleyhine madde olmadığını, 125.000 TL’lık senedin teminat senedi olup, borçlar bittiği zaman verileceğinin belirlendiğini, taahhüt gereği vade koyulan senet ile o vade tarihine kadar borcun ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının borçları ödemediğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, bono, taahhütname dikkate alınarak davalının senet ile ilgili olarak davacıdan alacaklı olmadığı gibi, şartları oluşmadan da takibe konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, borcun dayanağı yargılamayı gerektirdiğinden davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalı 22.07.2009 tarihli “Taahhütnamedir ” başlıklı belgede taahhüt edenler … ve …, taahhüt alan … Turizm ve Bar İşl. Tic. Lmt. Şti. Olup, “Taahhüt edilen hususlar :1-…, taahhüt alan şirketin SSK, vergi ve kira ödemeleri ile geçmişten gelen ve bundan sonra gelecek borçlarının tamamını ödemeyi kabul ve taahhük eder. 2-…,1. Maddede belirtilen borçların herhangi birini ödemek zorunda kalması halinde ödedigi günden başlamak üzere ödediği bedeli % 5 vade farkıyla …’dan tahsil eder. … şimdiden bu hususu kabul ve taahhüt eder. 3…….., 4-22.07.2009 tanzim tarihli, 22.07.2010 vadeli 125.000 TL’lık senet borçlu … tarafından teminat olarak …’a verilmiştir.Borcun tamamı ödendiğinde … teminat senedini …’ya iade edecektir…”şeklinde düzenlenmiştir.Anılan taahhütname hükümleri gözetildiğinde, dava konusu bononun, dava dışı taahhüt alan ……Ltd. Şti’nin, davalı … tarafından şirketin SSK, vergi ve kira ödemeleri ile geçmişten gelen ve bundan sonra gelecek borçlarının ödenmesi halinde, bunun teminatı olarak davacı … tarafından verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davalı …’un savunmasında ileri sürdüğü, dava dışı şirketin borcunu ödediğini iddia ettiği ve ibraz edilen Vakıfbank’a ait ödeme dekontları üzerinde durulup, bu banka dekontlarının ilgili bankadan sorularak dosyaya getirtilmesi ve davalı tarafça dava dışı şirket yararına ödemeler yapılıp yapılmadığı yönünde, hesap konusunda uzman bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, taahhütnameye konu bononun teminat vasfını taşıyıp taşımadığı hususu üzerinde durulup tartışılarak, varılacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 990 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.