Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/8995 E. 2012/18850 K. 12.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8995
KARAR NO : 2012/18850
KARAR TARİHİ : 12.12.2012

MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan satın aldığı mal karşılığında icra takibine konu senedin verildiğini, ancak malların bir kısmının müvekkiline teslim edilmediğini, buna rağmen müvekkilinin söz konusu senet borcunun 5.000 TL’lik kısmını 13.05.2008 günü, 4.000 TL’lik kısmını da 25.04.2008 günü Finansbank havalesi ile ödeme yaparak kapattığını, senedin kalan miktarının da mallar teslim edilmediğinden ödenmediğini ileri sürerek söz konusu senet nedeniyle müvekkilinin takipte talep edilen 14.000 TL. kısım açısından borçlu olmadığının tespitine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden satın aldığı akaryakıt karşılığında başta 30.08.2007 vade 05.07.2007 keşide tarihli 10.000 TL., yine 05.08.2007 vade 05.07.2007 keşide tarihli 11.000 TL. senetler başta olmak üzere çok sayıda senet verdiğini, müvekkilinin hesabına davacı tarafça yatırılan 9.000 TL. ile borcun bittiği iddiasının doğru olmadığını, zira davacının borcunun bu miktarın çok üzerinde olduğunu, müvekkilinin havale yolu ile ödenen dava konusu 9.000 TL.’nin takip konusu senede istinaden yapıldığından haberi olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; davalının icra takibine konu edilen bononun karşılığı olan akaryakıtı davacıya teslim ettiğinin kabul edildiği, bono nedeni ile bonoda belirtilen miktar kadar davalıya borcu olduğu kabul edilen davacının bononun son ödeme yani vade tarihi olan 05/08/2007 tarihinde ödeme yapmadığı için davalının icra takibine giriştiği, davacının vade tarihinden sonra icra takibinden önce 25/04/2008 tarihinde Finansbank aracılığı ile 4.000,00 TL ve 13/05/2008 tarihinde ise 5.000,00 TL ödeme yaptığı, benimsenen bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibari ile davacının davaya konu bono nedeni ile davalıya 4.394,19 TL asıl alacak ve 2.128,99 TL işlemiş faiz borcu olduğu, ayrıca ihtiyati haciz nedeni ile 160,00 TL de ihtiyati haciz vekalet ücreti borcu olduğu, davacının icra takibinde bono nedeni ile 11.000,00 TL asıl alacak, 7.716,86 TL işlemiş faiz ve 160,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti talep ettiği, davacının 11.000,00 TL asıl alacaktan kaynaklanan ve yukarıda borçlu olduğu kabul edilen 4.394,19 TL çıkarıldığında 6.605,81 TL asıl alacak nedeni ile davalıya borçlu olmadığı, işlemiş faiz nedeni ile talep edilen 7.716,86 TL den borçlu olduğu yukarıda kabul edilen 2.128,99 TL’lik miktar çıkarıldığında 5.590,87 TL işlemiş faiz nedeni ile davalıya borçlu olmadığı, sonuç olarak davacının icra takip tarihi itibari ile talepten kaynaklanan 12.196,68 TL miktar yönünden davalıya borçlu olmadığının kabulünün gerektiği, davalının tahsil ettiği bölüm yönünden icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte davalı başkaca ticari ilişki nedeni ile alacağı olduğu inancı ile takip yapmış olup, davalının takibinde kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceği için davacının tazminat isteminin reddine, davalının yürüttüğü icra takibi ihtiyati tedbir ile durdurulup alacağına ulaşması engellenmediği için de davalının tazminat isteğinin reddi gerektiği gerekçesiyle icra takibine konu edilen 05/07/2007 düzenleme, 05/08/2007 ödeme günlü 11.000,00 TL bedelli bono nedeniyle 11.000,00 TL asıl alacak, 7.716,86 TL işlemiş faiz ve 160,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere talep edilen toplam 18.879,86 TL nedeniyle davacının davalıya takip tarihi itibariyle 4.394,19 TL ana alacak , 2.128,99 TL işlemiş faiz ve 160,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti borcu olduğu anlaşıldığından davacının davalıya 6.605,81 TL asıl alacak, 5.590,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.196,68 TL borçlu olmadığının kabulüne, davalının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı gibi ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi de durdurulmadığından davacının koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan icra takibine konu senedin 9000 TL.’ sinin takip öncesi banka havalesi yolu ile ödenmiş olması sebebiyle takipte 14.000 TL. borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatı istemine ilişkindir. Davalı taraf, söz konusu banka dekontları ile yapılan ödemelerin takip konusu senede istinaden olduğundan haberdar olmadığını, davacının borçlu olduğu başka senetlerin de bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacının temyiz istemi İİK’nın 72/5. maddesi gereği lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinden ibarettir. Dosyaya ibraz edilen banka dekontları ile 13.05.2008 tarihinde 5000 TL., ve 25.04.2008 tarihinde 4000 TL. ödendiği, dava konusu 05.08.2007 vade tarihli davacının borçlusu, davalının lehtarı olduğu 11.000 TL. senet nedeniyle 23.06.2010 tarihinde kambiyo senetlerine özgü yapılan takipte 11.000 TL. asıl alacak, 18.879,86 TL. toplam alacak talep edildiği görülmüştür. Takip öncesi banka havalesi yoluyla yapılan ödemelere ait dekontlarda açıkça 05.08.2007 vade tarihli 11.000 TL. bedelli senede mahsuben ödeme yapıldığının açıklama kısmında belirtildiği ve bu ödemeler takipten önce yapıldığı halde davalı-alacaklı tarafından 23.06.2010 tarihinde hiç ödeme yapılmamış gibi senet bedeli 11.000 TL. üzerinden takip yapılması, takip öncesi yapılan bu ödemelerin mahsup edilmemesi, davalı-alacaklının, senedin ödenen kısmı yönünden takip yapmakta kötü niyetli olduğunu göstermektedir. Bu durumda Mahkemece ödenen senet miktarı mahsup edilmeksizin icra takibi yapan davalı-alacaklı aleyhine ödenen bu miktar üzerinden İİK’nın 72/5. maddesi gereği kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.