YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8915
KARAR NO : 2012/16323
KARAR TARİHİ : 08.11.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı şirkete ait işletmeye-hastaneye müvekkili şirket tarafından günlük yemek verildiğini, davalı şirketin yemek bedellerini ödemediği için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Malatya 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1603 esas sayılı dosyası ile iki ayrı fatura bedeli olan 94.869,14 TL asıl alacak, 6.678,48 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 101.547,62 TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığını, ancak davalı şirketin müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak amacı ile haksız ve kötü niyetli olarak borcun tamamına ve işlemiş faize itiraz ettiğini belirterek davalı şirketin borca, işlemiş faize ve ferilerine vaki itirazının iptaline ve icra takibinin devamına, müvekkili şirket lehine davalı şirketin %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının asılsız olduğunu, yemek bedeli adı altında taraflarına kesilen faturaların gerçek dışı olduğunu, bu yemeklerin müvekkiline teslim edilmediğini, davacının tamamen tek taraflı olarak faturaları düzenlediği ve hiçbir gerçekliği olmadan icra işlemlerine başladığını, yerleşik Yargıtay kararları da dikkate alındığında faturanın tek başına delil olmadığı, fatura konusu malların teslim edildiğinin ispatlanmasının gerektiğini, davacı tarafın faturalara konu malları taraflarına teslim etmemesi ve tek taraflı düzenlediği faturalarla herhangi bir alacak veya hak talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının faturada belirttiği yemek miktarlarının çok fahiş olduğunu, davacı tarafın fatura bedellerinin tamamını talep ettiğini ancak faturaların tarihlerinden sonra yapılan ödemelerin fatura bedellerinden düşülmesi ve yemeğin bedelinin bilirkişi marifetiyle ispatlanmasının gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, temerrüde düşürülmeden faiz işletilmesinin haksız olduğunu, davacı firmanın kötü niyetli olduğunu belirterek açılan davanın reddine, asıl alacağın %40’ından az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davacı şirketin davalı şirkete yemek verdiği, ödenmeyen yemek faturalarının tahsili için icra takibi yapıldığı,
davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davası açtığı, tarafların delilleri ve ticari defterleri celp edildikten sonra aldırılan bilirkişi raporundan, takip tarihi itibariyle dava konusu faturalardan dolayı davacının 94.869,14 TL asıl alacak, 6.557,78 TL işlemiş faiz olmak üzere 101.426,92 TL alacağının bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından davalı aleyhine Malatya 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1603 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 94.869,14 TL asıl alacak, 6.557,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.426,92 TL yönünden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı haksız yere itiraz edip takibin durmasına neden olduğundan asıl alacak miktarı üzerinden %40 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının haksız ve kötü niyeti tespit edilmediğinden davalı vekilinin koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yan, dava konusu takibinde asıl alacak ile birlikte işlemiş temerrüt faizi de talep etmiş, mahkemece de işlemiş temerrüt faizine de hükmedilmiştir.
Ne var ki, Borçlar Kanunu’nun 101.maddesi (TBK.nun 117.maddesi) gereğince borcun ifa edileceği gün, sözleşme ile belirlenmiş veya taraflardan birinin ihtarında tespit edilmişse kararlaştırılan veya tespit edilen günde borçlu temerrüde düşmüş olur. Somut olayda, davalı borçlunun bu şekilde temerrüde düşürülmemiş olduğu gözetilerek, davacı yanın işlemiş temerrüt faizi talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.