Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/8885 E. 2012/18849 K. 12.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8885
KARAR NO : 2012/18849
KARAR TARİHİ : 12.12.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibarıyla bu isteğin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, icra takibine konu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, davalıya herhangi bir borcun bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya dava ve takip konusu çekle borçlu olmadığının tespiti ile haciz tehdidi altında yapmış olduğu 12.500 TL’lik ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra takip dosyası borcuna istinaden haciz mahallinde 17.10.2007 tarihinde 12.500 TL. bedelli çek düzenleyerek ödeme yaptığını, davacının ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde dava açmamış olmasının İİK’nın 72. maddesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin dava ve takip konusu çeki…Tic. Gıda ve Meşrubat Paz.-… Şenyüz arasında yapılmış olan faktoring sözleşmesi neticesinde ciro yolu ile teslim aldığını, müvekkili şirketin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, bu nedenle çekteki imzanın kime ait olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davacının ödeme yaptığı tarihten itibaren 2 yıl geçtikten sonra bu davayı açmakla kötü niyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatı verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı şirket tarafından davacı aleyhine icra takip dosyası ile 25.09.2007 tarihli 9.650 TL bedelli çeke istinaden icra takibi yapıldığı, bu dosyadan talimatla yapılan haciz işlemleri sırasında davacı şirket temsilcisince işlemlerin durdurulması amacıyla haklarını saklı tutarak 12.500 TL bedelli çekin verildiği ve davacı tarafından takibe konu edilen 9.650 TL bedelli çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ile ödedikleri bedelin istirdadının talep edildiği, davalı tarafından her ne kadar zaman aşımı def’inde bulunulmuş ise de ödeme tarihi ve dava tarihi arasında bir yıllık süre dolmadığından zaman aşımı def’inin reddine karar verildiği, takibe konu çekteki davacı şirket kaşesi üzerindeki imzanın yapılan bilirkişi incelemesinde davacı şirket temsilcisine ait olmadığı, bu hususun iyi niyetli dahi olsa davalıya karşı da ileri sürülebileceği gerekçesiyle takibe konu çekten dolayı davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibe konu çekten dolayı yapılan haciz esnasında verilen çek bedelinin ödendiği ve dosyanın işlemden kaldırıldığı alacaklı vekilinin 28.10.2008 tarihli beyanından anlaşılmakla davacı tarafından ödenen 12.500 TL nin de ödeme tarihi olan 28.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,davacı tarafça %40 tazminat talebinde bulunulmuş isede söz konusu takipte davalının kötüniyetli olduğu kanaatine varılmadığından bu talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.