YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6217
KARAR NO : 2012/14153
KARAR TARİHİ : 02.10.2012
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 15.08.2008 tarihli satış sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede satılan bilgisayar malzemelerinin hangi firmadan ne kadar ücretle temin edileceğinin belirtildiği, ödemenin tedarikçi firmaya yapılmasının kararlaştırıldığı, ayrıca tarafların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde 8.000-USD cezai şart ödeneceği hususunda da anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşme gereği tedarikçi firma tarafından gönderilen malzemeleri süresinde davalı şirkete kurduğunu, ancak davalı şirketin tedarikçi firmalara borcunu ifa etmede temerrüde düştüğünü, dolardaki kur artışı nedeniyle tedarikçi firmaların zarara uğradığını, hatta tedarikçi firmalardan biri olan davadışı . şirketinin kur farkı nedeniyle davalı şirkete karşı icra takibi başlattığını, bu durumun müvekkilinin tedarikçi firmalar nezdinde … ve prestij kaybına yolaçtığını, müvekkilinin sözkonusu firmalardan mal alamaz hale geldiğini, sözleşmedeki cezai şart nedeniyle müvekkilinin davalı şirket hakkında … 1. İcra Müdürlüğü’ nün 2009/1617 E. sayılı dosyasından takip başlattığını, ancak davalının kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve müvekkili yararına %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafça kendilerine verilmiş hiçbir malzeme olmadığını, malzemelerin davadışı. firması tarafından davalı şirkete direkt verildiğini, davacıdan alınan herhangi bir malzeme olmadığını, davadışı. şirketine sözleşmeye göre fazladan para ödendiğini, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğunu beyanla davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının satış sözleşmesinde temsilci olduğunu, “dolaysız temsil” sayılan bu sözleşmeden dolayı tüm borç ve alacakların davalı şirket ile tedarikçi şirketlere geçtiğini, dolayısıyla davacının sözleşmeye dayanarak cezai şart istemesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacının mal teslimi ve kurulumu işlemini yerine getirdiğini de ispatlayamadığını belirterek, davanın reddine ve davacının takipte kötüniyetli olduğu sabit olmadığından davalı lehine kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, cezai şart alacağına ilişkin olup taraflar arasında 15.08.2008 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde cezai şart, 5. maddesinde de ödeme şekli düzenlenmiştir. Sözleşmede davacı satıcı, davalı ise alıcı olarak tanımlanmıştır. Bu durumda sözleşmenin taraflar arasında yapıldığının kabulü gerekir. Mahkemenin dolaysız temsil ile ilgili gerekçesi bu yönden isabetsizdir. O halde mahkemece anılan sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.