Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/6087 E. 2012/14711 K. 09.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6087
KARAR NO : 2012/14711
KARAR TARİHİ : 09.10.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında ticari emtia alım satımına dair bir ticari ilişkinin bulunduğunu, oluşan cari hesaba göre müvekkilinin davalıdan 7.945,77-TL alacaklı olduğunu, alacağının ödenmemesi üzerine İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2007/2829 E. sayılı dosyasından takip yaptığını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %40′ dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi, yetkili mahkemenin davalının bulunduğu Bolu Mahkemeleri olduğunu, davacı ile ticari ilişkilerinin bulunduğunu, ancak borçlu olduklarının doğru olmadığını, gönderilen malların karşılığını nakden ya da çek keserek ödemiş bulunduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı tarafın defterlerinde davacının 7.945,77-TL alacaklı olduğunun belirlenmiş olması nedeniyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olduğundan %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1086 sayılı HUMK’nun 350,6100 sayılı HMK’nun 227/I. maddesi uyarınca “yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.” Somut olayda davacı tarafından davalıya teklif edilen yemin usulüne uygun şekilde davalı tarafça eda edilmiş olduğuna göre, davacının artık bu aşamadan sonra münhasıran davalının 2006 yılı ticari defterlerine delil olarak dayanması anılan yasa hükümlerine göre mümkün olmadığından davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülememiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.