Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/5088 E. 2012/8221 K. 16.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5088
KARAR NO : 2012/8221
KARAR TARİHİ : 16.05.2012

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı banka arasında Eylül-2007 tarihinde düzenlenen rotatif kredi sözleşmesi ile müvekkilinin kredi kullandığını, müvekkillerinden firma yetkilisi …’ın bu sözleşmeye kefaletinin yeterli görülmesine rağmen, daha sonra davalı banka tarafından teminat olarak ipotek talep edilmesi üzerine müvekkili …’a ait taşınmaz üzerinde davacı banka lehine ipotek tesis edildiğini, 16/11/2009 tarihinde söz konusu kredinin anapara ve faizinin ödenerek kredi borcunun kapatıldığını ve ipoteğin de boşa çıktığını, bunun üzerine davalı bankadan ipoteğin kaldırılmasının şifahi ve yazılı olarak talep edilmesine rağmen, davalının genel kredi sözleşmesinin 10.1 ve ipotek resmi senedinin ise 1.maddesinde yer alan hükümlere göre erken kapama komisyonu adı altında ayrıca 900.00 TL daha para yatırılması gerektiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasına ilişkin taleplerini usulsüz olarak reddettiğini, kredi sözleşmesinde böyle bir ödeme yapılacağına dair hüküm bulunmadığı gibi davalı bankaca daha önce kendilerine böyle bir bildirimde de bulunulmadığını ileri sürerek müvekkillerine ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davanın ticari krediden kaynaklanması nedeniyle ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürerek işbölümü itirazında bulunmuş, diğer yandan İstanbul mahkemelerinin davada yetkili olduğunu öne sürerek, yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden de, davanın yerinde olmayıp, kredi borcunun erken kapatılması nedeniyle 26.05.2006 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin 10.1 maddesi ile 28.12.2007 tarihli İpotek resmi senedinin 1. maddesi gereği davacının erken kapama komisyonu ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, söz konusu komisyonun ödenmemiş olması durumunda borcun tümüyle ödenmiş sayılamayacağını, bu nedenle de davacıların ipoteğin fekki taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; taraflar arasında imzalanan gerek genel kredi sözleşmesi ve gerekse resmi ipotek senedinin incelenmesinden, sözleşmenin 10.1 ve ipotek senedinin 1.maddesinde, ana para ve faizi dışında her türlü komisyon ile bunların gider vergileri ve KKDF ve banka düzenlemelerine ve teamüllerine göre talep edilebilecek veya sonradan ihdas edilebilecek yasal kesinti ve yükümlülükler ile ücret, masraf ve sair giderlerin kredi kullanan tarafından ödeneceğinin öngörüldüğü ve davacının da bunu peşinen kabul ettiği, bu durumda davacılar vekilinin söz konusu komisyonun ödenmesine ilişkin davalı banka talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğuna dair iddiasına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

…3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2010/34 Esas nolu dosyasında davalının iş bölümü itirazında bulunması üzerine 18.03.2010 tarihinde davalının iş bölümü itirazının kabulü ile dosyanın …Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı verilmiştir. Davacı vekili, 21.04.2010 tarihli dilekçesi ile dosyanın …Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi istemi üzerine dosya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/275 Esas nolu dosyasına gelmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Yüze karşı verilen ve tefhim edilen gönderme kararlarında (10) günlük hak düşürücü sürenin hükmün tefhim edildiği gün başlayacağı ve tefhim edilen günün de süreye dahil olduğu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.05.2006 gün, 2006/19-258 Esas, 2006/313 Karar sayılı kararı) ancak davacı vekilinin bu süreyi geçirdikten sonra 21.04.2010 tarihinde dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini istediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.