Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/4155 E. 2012/9081 K. 29.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4155
KARAR NO : 2012/9081
KARAR TARİHİ : 29.05.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit (ihtiyati tedbir) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
İhtiyati tedbir talep eden vekili, davalının başlattığı icra takiplerine konu bonoların müvekkili şirketle ilgisi olmadığını, sonradan yapılan ilavelerle şirketin borçlu duruma sokulmaya çalışıldığını, bonolarda müvekkili şirketin kaşesi olmadığı gibi sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık eylemleri bulunduğunu ileri sürerek dava sonuçlanana kadar dört adet icra takibinin İİK.’nun 172. maddesi gereğince geçici olarak durdurulmasını talep etmiştir.
Mahkemece dosya kapsamına göre İİK.’nun 170/2 maddesinin İcra Hukuk Mahkemelerince uygulanacağını, HMK 209. maddesi gereği talebin yapılmadığını, ceza yargılamasında senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna dair taleplerin kesin delillerle ispatlanmasının gerekli olduğu ve takipten sonra ancak icra safhasının beşinci bölümüne hasren işlem yapılabileceği gerekçesiyle davacının icra takiplerinin geçici olarak tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı ihtiyati tedbir isteyen vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK 33. maddesi (eski HUMK 76. maddesi) uyarınca olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görevdir. Hakim Türk Hukukunu resen uygulamakla yükümlüdür.
Somut olayda; ihtiyati tedbir talebinde bulunan şirket vekili, dava konusu senedin “ödeyecek” bölümündeki Mustafa Şakar isminin yanına “(şirket müdürü)” sözcüklerinin ve adres kısmındaki şirket isminin sonradan eklendiğini, böylece müvekkili şirketin bu senetten dolayı borçlu duruma sokulmak istendiğini ileri sürerek ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. İhtiyati tedbir isteyen vekilinin bu yöndeki iddialarının HMK’nun 209. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda senet üzerinde değişiklik yapıldığı iddia edildiğine göre, anılan yasa hükmü uyarınca bir karar verilinceye kadar uyuşmazlık konusu senedin herhangi bir işleme esas alınmayacağının kabulü gerekir.
Mahkemece bu yöndeki değerlendirmede yanılgıya düşülmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin 05.01.2012 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.