Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/3621 E. 2012/15390 K. 18.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3621
KARAR NO : 2012/15390
KARAR TARİHİ : 18.10.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile davalı vek. Av. …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine davalının uymaması nedeniyle sözleşmenin feshi ile uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki 09.06.2008 tarihli sözleşmenin temel karakteri gereği bir “satış için bırakma sözleşmesi” niteliğinde olduğu, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmediğinden, davacı tarafça sözleşmenin feshedilmesinin haklı olduğu, bu sebeple davalının, sözleşmeye aykırı hareketi sebebiyle davacının uğramış olduğu zararı tazmin etmesi gerektiği, somut olayda davacının uğramış olduğu zararın, taraflar arasındaki sözleşmeye konu olan tebrik kartlarının sözleşme hükümleri gereğince davalı tarafından sözleşmede belirtilen bayilere ulaştırılmaması ve söz konusu kartların bedeli ve kartlardan elde edilecek kar mahrumiyeti olup, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve davalı defterlerinde kayıtlı olan fatura bedelinin davalı zararı olduğu, davalının 18.09.2008 tarihinde temerrüde düşürüldüğü gerekçeleriyle davanın kabulü ile 866.220.30 TL’nin 18.09.2008 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 09.06.2008 tarihli sözleşmede davacının sahibi olduğu tebrik kartlarının bayileri aracılığıyla nihai tüketicilere arz ve dağıtımı kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından davalıya 450.000 adet ürün teslim edildiği, bu ürünlerle ilgili 866.220.30 TL bedelli fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalının ürünleri satış noktalarında tüketiciye arz etmediğini ve satılmayanlarında iade edilmediğini ileri sürerek fatura bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sözleşmeye göre teslim alınan ürünlerden 42.966,04 TL’lik kısmının satıldığını, 26.284.50 TL’lik dağıtım alacağı bulunduğunu, diğer ürünlerin ihtara rağmen teslim alınmadığını savunmuştur.
Davacının, fatura bedelinin tahsilini isteyebilmesi için davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ispat etmesi gerekir. Davalı, ürünlerin bayilere dağıtıldığına ilişkin belgeler sunmuş olup, davacı tarafından ibraz edilen deliller davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ispat edecek nitelikte değildir. Bu durumda, davacı satılan ürünlerin bedelini ve satılmayan ürünlerin iadesini isteyebilir. Davalının elinde bulunan ürünlerin, 60 günden sonra, geri alınması için davacının bildirdiği adreslere bildirimde bulunmasına rağmen ürünler geri alınmadığından davalının sözleşmesinin gereğini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Satılan ürünlerin bedelinin 42.966,04 TL olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre, bu bedelden davalının dağıtım nedeniyle hakettiği bedel düşülüp kalan meblağ yönünden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına 900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.