Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/3479 E. 2012/15394 K. 18.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3479
KARAR NO : 2012/15394
KARAR TARİHİ : 18.10.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacılar vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av. …gelmiş, karşı taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkilinin davalıya olan borcu nedeniyle 13.11.2009 tarihli sözleşmenin düzenlendiğini, sözleşme gereğince üç adet bononun davalıya verildiğini, anılan bonolardan vadesi gelenin bedeline mahsuben 32.000 Euro ödeme yapıldığını, buna rağmen hiç ödeme yapılmamış gibi bonoların takibe konulduğunu, ayrıca bonoları şirket temsilcisi sıfatıyla imzalayan müvekkilleri …, Dilek İşeri’nin isimlerinin sonradan ilave edildiğini, borçtan şahsi sorumluluklarının bulunmadığını belirterek müvekkillerinin 32.000 Euro’luk kısım yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirket temsilcilerinin hem şirketi temsilen, hem de şahısları adına senetlere ayrı ayrı imza attıklarını, davacıların 32.000 Euro’luk ödemesinin davacı şirkete elden verilen paraya ilişkin olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, takibe konu senetlerde davacı gerçek kişilerin birden fazla imzası bulunduğu ve bu durumda şahsen sorumlu olmayacaklarına ilişkin davacı iddiasının yerinde bulunmadığı, 32.000 Euro’luk ödemenin başka bir borç için yapıldığını iddia eden ve ispat külfeti kendisinde bulunan davalının dosyaya sunduğu sözleşme fotokopisinin ispata yeterli olmadığı ve yemin teklif etme hakkını da kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.