YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3311
KARAR NO : 2012/8353
KARAR TARİHİ : 17.05.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı bankanın…Şubesinde zimmet suçundan yargılanmakta olan personeller tarafından sahte imzalarla müvekkilinin, bilgisi dışında SKA ve kredili bankomat kredisi açılarak bu paranın davalı banka personeli tarafından çekilmek suretiyle borçlandırıldığını, müvekkilinin davalı bankaya bu şekilde bir borcunun bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalı banka aleyhine % 40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankada davacı adına açılan 95.000,00 TL limitli SKA kredi hesabı ve kredili bankomat hesabı bulunduğunu, eski çalışanlarının usulsüzlüklerinin tespitine ilşkin müfettiş raporunda suiistimalleri dışarıdan kişilerle anlaşmalı olarak yaptıklarının tespit edildiğini, SKA kredi hesabından çekilen 15/02/2007 tarihli 2.000,00 TL bedelli dekont altında şirket yetkilisine ait imzanın mevcut olduğunu ve bu imzanın aidiyetinin tespit edilmesi gerektiğini,…Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/38 E. sayılı dosyasının halen derdest olduğunu ve iş bu dosyayı etkileyeceğini, açılan davanın değerinin 118.227,47 TL olarak gösterildiğini, ancak nasıl bir hesaplama yapıldığının belirtilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava konusu 80021525, 80063877, 80018158, 80022147, 80059065, 80028795, 80066892 fiş numaralı tediye fişlerindeki imzaların, banka müşterisi olan davacının eli ürünü olmadığı, diğer 80064684, 80066229, 80013840 numaralı tediye fişlerindeki imzaların ise davacının eli mahsulü olduğu, davalı bankanın belirtilen usulsüzlük olayları dikkate alındığında kusursuz sorumluluğunun esas olduğu, davacının imza atmadığı belgelerden ötürü sorumluluk altına girmeyeceği, dosyada bulunan beyan ve deliller neticesi bilirkişinin belirlediği toplam 91.845,47 TL olan ve bankadan usulsüz çekilen paraların davacı imzası ile çekilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı bankaya 91.845,47 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının davalıya yönelik kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı şirket vekili, müvekkilinin davalı bankanın personelinin müşterileri olduğunu, bu şubedeki görevli personelin müşterilerin bilgisi dışında sahte imzalarla para çekip zimmetlerine geçirdiğini, müvekkili hesabından da para çekildiğini bildirerek 118.227,47 TL’den borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Keza davacı 31/01/2011 tarihli dilekçesi ile davalı banka tarafından 27/07/2007 tarihli ihtarname ile borçlarının 95.462,59 TL’ye ulaştığı bildirilince gerekli itirazı yaptıklarını ve itiraza olumlu bir cevap alamayınca gerek 95.462,59 TL için ve gerekse kredili bankomat hesabından kaynaklanan 22.764,88 TL olmak üzere toplam 118.227,47 TL’lik menfi tespit davasını açtıklarını belirterek talebini açıklamıştır.
Davacı iddiası ve açıklaması gözetildiğinde, davalı banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi kurulunca inceleme yaptırılıp, rapor alınıp davacının bankaya herhangi bir kredi borcu bulunup bulunmadığı, davalı banka görevlilerinin ne gibi işlemler yaptığı saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmadığı gibi, mahkemece 15/02/2010 tarihli kök ve 24/03/2011 tarihli ve 20/07/2011 tarihli ek raporlar alındıktan sonra kabul edilmeyen 24/03/2011 tarihli ek raporda belirtilen “08/06/2007 tarihi itibariyle davacının davalıya faiz komisyon ve sair yasal kesintiler hariç 25.900,00 TL ana para, 20.780,48 TL faiz olmak üzere toplam 46.680,58 TL istenebilir borcu olduğu” gerekçede belirtilip, alt pragrafında ve hüküm bölümünde 20/07/2011 tarihli raporda bildirilen miktar esas alınarak karar verilmesi de gerekçenin kendi içerisinde ve hükümle gerekçe arasında çelişkili olduğundan doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesinde yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.