Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/17957 E. 2013/4350 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/17957
KARAR NO : 2013/4350
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı, dava dışı …’in davalı ile imzaladığı genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını ve bu krediye teminat olarak taşınmazı üzerinde davalı lehine ipotek verdiğini, ancak dava dışı …’e başkaca krediler kullandırıldığını, kendisinin bu sözleşmelerde imzasının olmadığını, bu nedenle söz konusu kredi borcundan dolayı ipoteğin devam edemeyeceğini belirterek taşınmazı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davacının dava dışı …’in davalı banka ile imzaladığı 10.05.2006 tarihli genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu nedenle ödenmeyen kredi borcundan dolayı kefalet limiti ve teminat verdiği ipotekle sorumlu olduğu, dava sırasında dava konusu ipoteğin kaldırıldığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince:Dava kredi sözleşmesi gereğince verilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup dava tarihi itibariyle kefaletin ve ipoteğin geçerli olduğu anlaşılmış,ancak yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı kabul edilerek karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur. Böylece davacı tarafın dava tarihi itibariyle haksız bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkemece bu husus gözetilerek kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden dava değerine göre nispi olarak belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.