YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16918
KARAR NO : 2013/5122
KARAR TARİHİ : 25.03.2013
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı yanla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, takibe dayanak çekin bankaya ibrazından sonra davalının adının ciro silsilesine yazıldığını belirterek müvekkilinin takip konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının takibe dayanak çeklerde keşideci konumunda bulunduğunu, davacının çeklerdeki imzaya itiraz etmediğini, davalının meşru hamil konumunda olduğunu, ibrazdan sonra yapılan cironun kambiyo senedinin niteliğini etkilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve davacının %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından imzası inkar edilmeyen takibe dayanak çeklerin hamiline olarak düzenlendiği, çeklerin bankaya ibrazından sonra davalıya geçtiği, ibrazdan sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, ancak bu durumun çekin kıymetli evrak niteliğini etkilemediği ve keşideci borçluyu borcundan kurtarmayacağı, davalının yetkili hamil olduğu gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu çekler bankaya ibraz edildikten sonra çek fotokopisinde ilk ciranta olarak gözüken davalı eline geçmiş ve bu kişi tarafından takip konusu yapılmıştır. Davalı ibrazdan sonra çeki elinde bulundurduğuna göre elinde bulundurmanın kanunda düzenlenen usule uygun şekilde yapılmış bir işleme dayanması gerekir. Davalı ibrazdan sonra çeki alacağın temliki suretiyle elinde bulundurmazsa bu çeke dayanarak keşideciden alacak talep edemez. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.