Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/16689 E. 2013/2341 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16689
KARAR NO : 2013/2341
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin bu ilişki kapsamında davalıya 25.11.2008 tarihli 15.000 TL bedelli çek verdiğini, anılan çekin verilmesinden önce müvekkilinin davalıya 9.263,05 TL borçlu olduğu, çekin verilmesiyle müvekkilinin 10.10.2008 tarihi itibariyle davalıdan 5.736,95 TL alacaklı hale geçtiği, davalının çekin tesliminden sonra müvekkiline dört adet faturayla toplam 2.979,50 TL bedelli mal teslim ettiğini, buna göre 21.11.2008 tarihi itibariyle müvekkilinin 2.757,50 TL’lik alacağı kaldığını, davacının defalarca mal talep etmesine rağmen davalının bedelini tahsil ettiği malların tesliminden kaçındığını, söz konusu alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini 01.01.2009-31.12.2009 tarihleri arası hesap özetinde de görüleceği gibi yapılan alışverişlerde borç ve alacak olmadığını bildirerek davanın reddi ile %40 oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının 25.11.2008 tarihli ve 15.000 TL bedelli çek nedeniyle davalıya 12.242,50 TL ödeme yaptığı, daha fazla ödeme yaptığını davacı tarafın ispat edemediği, bu ödemenin de 2009 yılında yapıldığı ve alacak borç ilişkisinin sıfırlandığı, davacının iddialarının doğru olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya aralarındaki cari hesap ilişkisi bağlamında verdikleri çekin davalı tarafından takibe konulduğunu ve dosya borcunun ödenerek ibraname alındığını, bu ödemeden sonra davalıdan alacaklı hale geldiklerini belirterek bu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiş, davalı ise; davacının anılan çek nedeniyle 9.000 TL ve 3.242,50 TL ödemede bulunduğunu, bu ödemelerden sonra alacak-borç ilişkisinin sıfırlandığını ve davacıya borçları bulunmadığını bildirmiştir.
Davacının delil olarak dayandığı tarihsiz ibranamede “… dosya borcu haricen tamamen tarafımızdan (icra tahsil harcı hariç) tahsil edilmiştir. Bu icra dosyasından hiç hak ve alacağımız kalmamıştır. Borçlu …’nu ibra ederiz …” denilmektedir. İlgili icra dosyası incelendiğinde takip konusu çekin 25.11.2008 tarihli 15.000 TL bedelli olup çek bedelinin tamamının takibe konu edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan ibra belgesi ve takip tutarı gözönüne alındığında davacının tüm çek bedelini ödediğinin kabulü gerekir. Mahkemece anılan bu husus gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.