YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13782
KARAR NO : 2013/3511
KARAR TARİHİ : 25.02.2013
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi uyarınca davalının her yıl için belirli miktarda ürün satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmeye göre müvekkil şirketin fesih hakkının doğduğu durumlarda fesih hakkı kullanılmasa bile davalının müvekkil şirkete cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının sözleşme imza tarihinden bu yana tonaj taahhüdünü yerine getirmediğini, bunun üzerine fatura düzenlenerek sözleşmeden kaynaklanan 75.031,39 TL cezai şart alacağının talep edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL cezai şart alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; öncelikle davacının davalı işletmesine yatırım yapmadığı için satış taahhüdünün yok hükmünde olduğunu, aynı zamanda davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili bayilik ve intifa sözleşmelerini ilgili tebliğ günü sona erdireceğine ve yeni sözleşme imzalamayacağına ilişkin açıklama yaptıktan sonra davacının ihtarname ile cezai şart ödenmesini talep ettiğini, taraflar arasında anlaşma sağlanamaması üzerine müvekkil şirketin sözleşmeyi 18.09.2010 tarihini beklemeksizin haklı nedenle feshettiğini, müvekkilinin satış taahhüdünü aşamamış olmasının kusurunun müvekkiline ait olmadığını,asıl zarara uğratılanın müvekkili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurulu kararıyla 18.09.2010 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, davalının bu tarihten sonra yeni sözleşme imzalamayacağını ihtarname ile davacıya bildirdiği, bu bildirimden sonra davacının alım taahhüdünün yerine getirilmemesi sebebiyle cezai şart faturası düzenleyerek davalıdan talep ettiği, ancak sözleşmenin kendiliğinden sona ermesinin cezai şart ödenmesini gerektirecek fesih hallerine girmediği, ayrıca davacının bu talebinin MK’nın 2.maddesine aykırı olduğu, tarafların eksik alım taahhüdüne ilişkin bu hükmü yıllarca uygulamayarak talep hakkından zımni olarak vazgeçtikleri kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.