YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12316
KARAR NO : 2013/4742
KARAR TARİHİ : 18.03.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı; davalının 15.000,00 YTL bedelli senede dayanarak aleyhinde takip başlattığını, senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, senedin sahte olması nedeniyle davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek takip konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasındaki ilaç alımı satımı nedeniyle senedin düzenlendiğini, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davacının senedin vadesi geldiğinde borcunu ödemediğini, davacının noter aracılığıyla Hasan Şimşek ve …’a kambiyo taahhüdünde bulunabileceklerine dair yetki vermesi sebebiyle bu şahısların davacının borçlarına karşılık takip dayanağı senedi tanzim ederek müvekkilinin çalışanına verdiklerini, senedi teslim alan kişinin işten ayrılması nedeniyle kendisine ulaşılamadığından senetteki imzanın bu üç şahıstan hangisine ait olduğunun bilinemediğini ileri sürerek haksız olarak açılan davanın reddine, davacının % 40’tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının sahibi olduğu eczaneyi bizzat veya vekil tayin ettiği …aracılığı ile işlettiği, vekil …’ın vekaletnameye istinaden borç senetleri düzenleyebildiği, davacının ilaçlarını davalı tarafından işletilen Zirve Ecza deposundan temin ettiği, tarafların iddia ve savunmalarından, dava konusu senedin illetten mücerret olmaktan çıktığı ve sebebinin tartışıldığı, davacının ticari defterlerine dayanıldığı halde ibraz etmekten kaçındığı, TTK’nın 83/2. maddesi gereğince defter ibrazından kaçındığı için davalının iddialarının kabul edilmiş sayılması gerektiği, davalının davacıya ilaç teslimlerini ispat etmesi sebebiyle ispat külfetinin davacıya geçtiği ve davacının borcunu ödediğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Gaziantep 2. Noterliği tarafından düzenlenen 02/01/2006 tarihli genel vekaletname içeriğine göre dava konusu senedi imzalayan dava dışı …’ın ticari vekil mi yoksa ticari mümessil mi olduğu tespit edildikten sonra uyuşmazlık karara bağlanmalıdır. 818 sayılı BK’nın 453/2 maddesi uyarınca ticari vekil açık yetki verilmedikçe kambiyo taahhüdünde bulunamaz. Aynı kanunun 451/1 maddesine göre ticari mümessilin kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi vardır. Somut olayda anılan vekaletname kapsamına göre bonoyu düzenleyen …ticari mümessil değil ticari vekildir. Bu durumda kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi olmadığından bu kişinin düzenlediği senetle davacı sorumlu tutulamaz. Davalı temel ilişki nedeniyle alacaklı ise bu alacağını davacıdan isteyebilir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 82 ve devamı maddeleri uyarınca ticari defterler delil olabilirse de senetteki imzanın keşideciye ait olmaması ya da yetkili temsilci tarafından imzalanmaması halinde defter incelemesi ile keşidecinin sorumlu tutulması da mümkün değildir. Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.