Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/10453 E. 2012/19233 K. 20.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10453
KARAR NO : 2012/19233
KARAR TARİHİ : 20.12.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasında 06.08.1992 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile diğer petrol şirketleri veya bunların bayileri ile piyasadaki diğer serbest satıcılardan herhangi bir surette akaryakıt alındığının belirlenmesi halinde bayinin aldığı beher ton akaryakıt için masraf kâr payı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ayrıca davalının yılda 2000 ton beyaz ürün satma taahhüdünde bulunduğunu, davalının 1988-2006 yılları arasında taahhüdünü yerine getirmeyerek müvekkili şirketi 594.183.07 USD.tutarında kârdan mahrum bıraktığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kâr mahrumiyetinden doğan alacaklarından 20.000 USD.nin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL.karşılığının faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, taahhütname ile bayilik sözleşmesinin aynı zamanda imzalanmış olup, bu nedenle taahhüdün hukuken geçersiz olduğunu, ayrıca 1992 yılında imza edildiğini ve buna bağlı olarak talep edilebilecek hakların zamanaşımına uğradığını, sözleşme süresi içerisinde üst üste 2 yıl taahhüt ettiği miktarları bayinin satamaması halinde ofisin sözleşmeyi feshedebileceğinin taahhütname ile düzenlendiğini, ofisin buna rağmen sözleşmeyi fesih etmeyerek müvekkilinin satış miktarlarını kabul etmiş sayılacağını ve taahhütnamenin hukuken kendiliğinden münfesih olduğunu, geçersiz taahhütnameye dayalı hak talep edilemeyeceğini, davacının taahhüde uygun davranması konusunda müvekkilini hiçbir şekilde uyarmadığını, müvekkili şirketin davacıya yeni dönem için sözleşmeyi fesih ettiğini bildirdiğinden dolayı davacının bu davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşme ile davalının taahhüt ettiği kadar beyaz ürün almadığı takdirde kâr payı ödemeyi kabul ettiğini, taahhütnamede davalının 2 yıl edimlerini yerine getirmemesi halinde davacıya sözleşmeyi fesih hakkı tanınmış ise de, bu düzenlemenin davacıya seçimlik hak verdiği, davacının sözleşmeyi fesh etmeyerek davalıdan taahhüdünü yerine getirmesini ve taahhüdünü yerine getirmediğinden uğradığı kâr mahrumiyetini cezai şart olarak istediği, davacının talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 06.08.1992 tarihinde 15 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı, sözleşmenin bitim tarihinden önce 03.05.2007 tarihinde çektiği ihtarname ile sözleşme süresi sonunda sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir. Davacı …Ş., 01.05.2007 tarihli dava dilekçesi ile davalının satış taahhütnamesine uymadığını
ileri sürerek 20.000 Dolar tahsili istemi ile bu davayı açmıştır. Mahkemece, davalının taahhütnamede öngörülen miktar kadar satış yapmayarak taahhütnameye aykırı davrandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taahhütname başlıklı tarihsiz belgede davalı yılda 1200 ton motorin, 600 ton benzin, 150 ton süper benzin, 50 ton gaz, 20 ton madeni yağ satmayı taahhüt etmiştir. Taahhütnamede ayrıca sözleşme süresi içerisinde üst üste iki yıl taahhüt edilen miktarlarda mal satılmadığı takdirde sözleşmenin tek taraflı feshedilebileceğini davalı kabul etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme 06.08.1992 tarihinde başlamış olup, sözleşmenin bitimi tarihine kadar taahhütnamede öngörülen miktarların altında mal satılmıştır. Davacı, davalının taahhütnameye uymamasına rağmen mal vermeye devam etmiştir.
Davalı üst üste iki yıl taahhüt ettiği miktarda mal satmamasına rağmen davacı, taahhütname ile kendisine tanınan fesih hakkını kullanmamıştır. Her yıl taahhüt edilen miktar kadar mal alınmamasına rağmen kâr kaybı istemeyen, 2 yıl üst üste taahhüt edilen miktarda mal almamasına rağmen fesih hakkını kullanmayan davacı sözleşmenin bitim tarihine kadar davalıdan herhangi bir talepte bulunmadığına göre, sözleşmenin bitiminden kısa bir süre önce davacının kâr kaybı talep etmesi M.K.nun 2.maddesindeki dürüstlük kuralına aykırıdır. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.12 .2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.