Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2012/10376 E. 2012/19173 K. 19.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10376
KARAR NO : 2012/19173
KARAR TARİHİ : 19.12.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturalar içeriğindeki cihazların müvekkilince davalıya satılarak teslim edilmiş ise de bakiye borcun ödenmediğini, aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, takipten sonra davalının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin 20.000 TL.de ödemede bulunduğunu, bu tutarın infazda gözetilmesi gerektiğini belirterek itirazın iptaliyle, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı yanca satılan ürünlerin ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ve bu nedenle fatura bedellerinin ödenmediğini, ödeme emri tebliğinden önce yapılan 20.000 TL.kısmi ödemenin ise borcu kabul anlamında olmayıp, ayıpların giderilmesine yardımcı olmak için davacıya yapıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Yargılama sürerken bu kez davalı vekilince aynı mahkemede satım ilişkisi nedeniyle müvekkilinin zarara ve itibar kaybına uğradığı gerekçesiyle 260.000 TL.nin davacıdan tahsiline yönelik tazminat davası açılmıştır.
Birleşen davada davalı (asıl davada davacı) vekilince verilen cevap dilekçesinde; ayıp iddialarının yerinde olmadığı gibi, süresinde ayıp ihbarında da bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Mahkemece, 24.07.2008 tarihinde 2008/41 Esas, 2008/367 Karar ile birleştirme kararı verilerek yargılamaya devam olunmuş ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı (birleşen dava davacısı) yanca süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kanıtlanamadığı ve davacı yanca alacak iddiasının sabit olduğu, takipten sonra davadan önce davalı tarafından yapılan 20.000 TL.lik ödemenin ana borca yönelik bulunduğu gibi davadan sonra yapılan 1.500 TL.ödemenin de infazda nazara alınması gerektiğinden bahisle asıl davada davalı(birleşen dava davacısı)nın 58.560.25 TL.ye yönelik itirazının iptaline, bu tutara takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülerek takibin devamına, 1.500 TL.ödemenin infazda gözetilmesine, hükmolunan tutar üzerinden hesaplanan 23.424.10 TL.icra inkar tazminatının davalı(birleşen dava davacısı)dan tahsiline, birleşen davanın ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı(birleşen davada davacı) vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı (birleşen davada davalı) vekilinin katılma yoluyla temyizinde ise;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 5236 Sayılı Kanun’un 19.maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında (2012 yılı için 1.690 TL.dir. temyize konu edilen miktarın 1.500 TL.olması nedeniyle 05.03.2012 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı (birleşen dava davacısı) vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı (birleşen dava davalısı) vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün davacı yönünden kesin olması nedeniyle reddine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı (birleşen dava davacısından) alınmasına, davacı (birleşen dava davalısının) yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, 19.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.