YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/946
KARAR NO : 2011/1817
KARAR TARİHİ : 14.02.2011
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih : 08.10.2009
No : 435/290
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davadışı takip borçlusu Toros Tavukçuluk Ltd.Şti.arasında 22.07.2003 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme çerçevesinde müvekkilinin doğabilecek risklerine karşı maliki davalı … olan taşınmazlar üzerinde toplam 65.000 YTL bedelli 1.dereceden ipotekler tesis edildiğini, ne var ki borçlu şirketin borçlarını ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu aşamada davadışı borçlu şirketle müvekkili şirketin borçların tasfiyesi konusunda anlaşmaya vardığını, takip borçlularının 2 yıl içinde satış talebinde bulunulmadığından bahisle icra takibinin düşürülmesini sağladıklarını, bu arada davalı …’in taşınmazlarını oğlu olan diğer davalıya devrettiğini, bunun üzerine hem asıl borçlu hem de davalılar aleyhine yeniden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, dava dışı borçlu şirketin takibe itiraz etmediğini, ancak davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek davalıların takibe vaki itirazlarının iptaline, %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, şikayetleri üzerine … 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/261 esas, 286 karar sayılı ilamı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, ipoteğin teminat ipoteği olması nedeniyle davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerektiğini, öte yandan davaya konu ipoteğin limit ipoteği olup faiz ve diğer fer’ilerin bu limit içerisinde istenmesi gerektiği halde davacı alacaklının icra giderleri, vekalet ücreti ve faizi limiti aşacak şekilde talep ettiğini, asıl borçlunun takibe itiraz etmesinin bir önemi olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacının davadışı asıl borçludan 97.985,31 TL alacaklı olduğu, davalıların verdiği ipoteğin üst sınır (limit) ipoteği olması sebebiyle davalıların 65.000 TL’ye kadar bu borçtan sorumlu oldukları ve bu tutar içerisinde faiz, masraf ve vekalet ücretinin de bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalılar hakkında 65.000 TL alacakla ilgili olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte davalıların takibe vaki itirazlarının iptaline, takibin aynı şartlarla devamına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu icra dosyasında çıkarılan ödeme emrinin iş bu itirazın iptali davası açılmadan önce davalılar tarafından … 1.İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda iptaline karar verildiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının şartları oluşmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.