Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/8995 E. 2012/976 K. 26.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8995
KARAR NO : 2012/976
KARAR TARİHİ : 26.01.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine bonoya dayanılarak Bozdoğan İcra Müdürlüğü’nün 2009/122 E. sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, borçlunun icra takibine haksız ve dayanaksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip konusu bononun zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini ve %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, takip dayanağı bononun kambiyo senedi niteliği taşıdığı, bu senette 10/07/2004 ödeme tarihi nazara alındığında, 23/02/2009 tarihinde TTK’nın 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra takibin başlatıldığı, zamanaşımı gerçekleşen bono için genel haciz yolu ile takip yapılması halinde dahi uygulanacak zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, davalı vekilinin 19/06/2009 tarihli celsede zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takip konusu bono zamanaşımına uğramış olup bu nedenle kambiyo hukukuna ilişkin haklarını kaybeden davacı alacaklı ilamsız icra takibi yapmış bu takibe vaki itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davasını açmıştır.
Davalı yanın takip konusu bonodaki imzaya herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Dava konusu bonoda davalı keşideci, davacı ise lehtar durumundadır. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunduğunun kabulü gerekir. Zamanaşımına uğramış olan bonolara yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabileceğinden davacı aradaki temel ilişkinin niteliğine göre Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca belirlenecek zamanaşımı süresi içinde dava açabilir ve bu davada alacağını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.