Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/7519 E. 2012/2646 K. 22.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7519
KARAR NO : 2012/2646
KARAR TARİHİ : 22.02.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı… arasında akdedilen tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında taşıt kredisi kullandırıldığını, bilahare araç üzerinde rehin şerhinin tesisine yönelik rehin sözleşmesi akdedilerek kredi tutarının davalı şirket hesabına aktarıldığını ve davalı şirket tarafından kredi tutarı kadar kefil olunduğuna dair taahhütname verildiğini, sonrasında ise kredi borcunun ödenmemesi üzerine aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanca kanıtlanan davanın kısmen kabulüyle tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla davalının toplam 19.232,48 TL’ye yönelik itirazının iptaline, takibin asıl alacak tutarı 16.588,68 TL’ye takip tarihinde öngörülen oranda faiz yürütülerek davanın asıl alacak tutarının %40’ına tekabül eden miktarda icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar verilmek gerekmiştir.
2-Davalıların müteselsil kefaleti 17.09.2004 tarihli taahhütnameye dayanmaktadır. Anılan taahhütnamede ekli faturaya yollama yapılarak, kefalet limitinin bu faturadaki miktar olduğu belirtilmiştir. Ancak kredi sözleşmesine bir atıf bulunmadığından davacı bankanın tarafı olduğu kredi sözleşmesindeki gerek akdi, gerekse temerrüt faizine ilişkin hükümlerin davalı yönünden uygulanamayacağının kabulü gerekir. Davalı taraf yukarıda bahsedilen taahhütnamede atıf yapılan fatura miktarının kefalet limiti kabul edilmek suretiyle bu limit kapsamındaki borcundan ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğundan dolayı ancak 3095 S.Y.2/2.maddesinde öngörülen avans faizi ile sorumlu tutulabilir. Kuşkusuz icra inkar tazminatına da bu şekilde belirlenecek alacak miktarı üzerinden hükmedilebilir.
Öteki yandan dava tarihinden önce yapılan ödemeler bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, bu ödemelere ilişkin davaya konu bölümün dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, bu yönün gözetilmemiş olması ve tüm ödemeler yönünden infazda nazara alınacağı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.02.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

İtirazın iptali davasında takipten sonra yapılan ödemeler gözetilmez. Sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyorum.