Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/668 E. 2011/11985 K. 05.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/668
KARAR NO : 2011/11985
KARAR TARİHİ : 05.10.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 14.01.2004 ve 29.11.2005 tarihli kredi sözleşmelerine dayalı olarak icra takibi yaptığını, kredi sözleşmelerinin limit artırımı sözleşmeleri olduğunu, bu limit artırımı sözleşmelerinde ve asıl sözleşme olan 30.06.2003 tarihli kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak imzasının bulunmadığını ileri sürerek sözleşmelerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, icra takibi yoluyla müvekkilinden yapılan tahsilatın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borcun kaynağının 30.06.2003 tarihli kredi sözleşmesi olduğunu, davacının bu kredi sözleşmesinde ve 08.07.2004 tarihli limit artırımı sözleşmesinde imzasının bulunduğunu, müvekkilinin dava açıldıktan sonra 27.05.2009 tarihli dilekçeyi icra dosyasına sunarak davacının sorumluluğunun 10.000 TL. olduğunu bildirdiğini, icra müdürlüğüne icra takibinin davacı yönünden 10.000 TL. ve fer’ileri üzerinden devamına karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre B.K.’nun 490. maddesi uyarınca kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu, davacının kefil olarak imzasının bulunduğu 10.000 TL limitli kredi artırım sözleşmesinden sonra dava dışı asıl borçlu …’ye yeniden kredi kullandırıldığı, davalının, davacının kefalet limiti olan 10.000 TL dışındaki talep ettiği miktardan icra takip dosyasına verdiği dilekçe ile vazgeçtiği, davacının buna rağmen ilk takip talebinde istenen 38.050 TL. üzerinden dava açtığı, davacının 28.050 TL’lik talebi yönünden dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı, davacının icra takip dosyasında ödediği miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini talep etmiş ise de bu yönde usulüne uygun açılmış bir davası bulunmadığı, davacının menfi tespit talebinin asıl alacağa ilişkin olduğu işlemiş faize ilişkin herhangi bir menfi tespit bulunmadığı, takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faiz v.s. gibi fer’ilerin takip sırasında hesaplanabileceği gerekçesiyle davacının 10.000 TL’ye yönelik davasının esastan,bakiye 28.050 TL asıl alacağa ilişkin davasının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığından reddine, davacı tarafın icra takip dosyasında yapılan kesintilerin iadesi ile ilgili usulüne uygun açılmış bir davası bulunmadığından bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.