Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/6203 E. 2012/1158 K. 30.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6203
KARAR NO : 2012/1158
KARAR TARİHİ : 30.01.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davalı vekili, davalıya satılan mal bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptaline, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı, takipten önce temerrüdün oluşmadığı, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile takibin 3.183,52 TL asıl alacak üzerinden devamına, %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalının yetki itirazının reddine karar verilmesi isabetli olup, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı, takip konusu borcun havale yapılarak ödediğini belirterek havale dekontları ve senetler sunmuştur. Taraflar arasında başka borç ilişkisinin bulunmaması halinde, takipten sonra davadan önce yapılan ödemelerin muaccel borca karşılık olarak yapıldığının kabulü gerekir (BK. 86.md.). Mahkemece öncelikle ödemeler yönünden hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğüne göre, ödemelerin hangi alacağa ilişkin olduğu hususunda taraflardan açıklama istenmeli, ödemelerin hangi borca yönelik yapıldığı tespit edildikten sonra varılacak sonuca göre uyuşmazlık karara bağlanmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY YAZISI-

Genel hükümlere göre açılan davalarda kural olarak haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün onanması gerekir. Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüş ve gerekçesine katılamıyorum.