YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5661
KARAR NO : 2011/15814
KARAR TARİHİ : 14.12.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, asıl dava ile birleşen davada davalılardan … ile imzalanan 20.09.2007 tarihli Perakende Dağıtım Sözleşmesinde damacana su alım-satım hususunda bayilik ilişkisi kurulduğunu, adı geçenin sözleşme hükümlerine rağmen bayi telefon hatlarını aynı sektörde muadil ürünleri satan ve sözleşme hükümlerine göre rekabet yasağı içinde bulunan “… Su” markalı ürünlerin satışını yapan Edirne bayiine bedel karşılığı devretmiş olduğunun tespit edildiğini, bu durumun sözleşmeye ve bayilik ilişkisine aykırılık teşkil ettiğini, davalıya noter aracılığıyla gönderilen ihtarname ile sözleşme ilişkisinin feshedildiğinin bildirildiğini, diğer davalı … ile …’ın ise kendilerine ait taşınmazlarını …’in müvekkil şirkete doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olmak üzere ipotek verdiklerini, davalının bu suretle sözleşmeye aykırı hareketi nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şart alacağının tahsili için davalılar hakkında başlatılan icra takiplerine davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine takiplerin durduğunu ileri sürerek davalıların haksız itirazlarının iptali ile takiplerin devamına, davacı lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili asıl ve birleştirilen davada; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin müvekkilinin ticari hayatına getirdiği kısıtlamalar ve cezai şart uygulanması yönünden rekabet hukukuna aykırı olduğunu, davacının iddia ettiği gibi sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerini başkasına kısmen veya tamamen devrinin söz konusu olmadığını, davacının müvekkilinin sipariş ettiği malları göndermediğini ve müvekkilinin işi devam ettirmesini engellediğini, bu sebeple tazminat veya cezai şart talep etme hakkının bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …’e usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edildiği halde duruşmaya gelmediği gibi cevap dilekçesi de sunmamıştır.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; telefon hattı devrinin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin 3. kişilere devri anlamına gelmediği, davalının iş yerinde bulunan telefon satışına ilişkin bir yasağın sözleşmede bulunmadığı, bu sebeple davalının kullandığı telefonun devrinin sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği, davacının cezai şart alacağının bulunmadığı ve bu sebeple davalıların itirazlarının haksız olduğunun ispatlanamadığı, gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından keşide edilen sözleşmenin feshi ve cezai şart istemine ilişkin ihtarname ve dava dilekçesinde belirtilen 0284 2361474 nolu telefonun 23.10.2003 tarihinden itibaren dava dışı şirkete ait olduğu ve söz konusu telefonun tesis edildiği adresin de davalı dağıtıcı firmanın bulunduğu adresten farklı bir adreste bulunması nedeniyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.