Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/4965 E. 2011/14008 K. 15.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4965
KARAR NO : 2011/14008
KARAR TARİHİ : 15.11.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıfatıyla)
Tarih : 04.11.2010
Nosu : 2009/118-2010/309

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı … vek.Av. … ile davalı vek.Av…. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Dava, icra takibine konu bono bedelinin ödenmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkilinin harita mühendisi olarak davacı şirkette prim ve yüzde ortağı olarak görev ve pay aldığını, davacı şirkette Sivas/ Suşehri ilçesindeki kadastro işlemlerinin yapımı amacıyla sorumlu mühendis olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin hesabına gönderilen paralar ile şirketin işlerinin yürütüldüğünü, senedin ödendiği iddia edilen havale makbuzlarında bir açıklama bulunmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı borçlu tarafın dava konusu senede mahsuben ödediğini belirttiği banka dekontlarında senetle ilgili bir kaydın bulunmadığı, ödemeye ilişkin olduğu iddia edilen dekont tarihlerinin, dava konusu senedin tanzim tarihinden sonra fakat vade tarihinden önce olduğu, taraflar arasında havale yapılmasını gerektirecek başka ilişkiler olduğunun da tarafların kabulünde olduğu, ödeme iddiasının kanıtlanamadığı, davacının, davalıya yemin teklif etme hakkını kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yan dava dilekçesinde, haklarında başlatılan icra takibine konu 17.07.2006 tanzim, 20.02.2009 vade tarihli ve 100.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin borçlarını 20.06.2007 tarihinde 40.000,00 TL, 23.11.2007 tarihinde 10.000,00 TL, 21.03.2008 tarihinde 50.000,00 TL şeklinde davalının bankadaki hesabına havale ederek ödediğini, senedin taleplerine rağmen iade edilmediğini ileri sürerek bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketin elemanı olduğu gibi aynı zamanda şirketin ortağı olduğunu, 2006 yılının Ağustos ayından itibaren Sivas İli Suşehri ilçesinde davacı şirketin ihalesini aldığı kadastro işlemlerinin yapımı amacıyla davacı şirketin yetkilisi olarak sorumlu harita mühendisi sıfatı ile çalışmaya başladığını, davacı şirketin söz konusu yerdeki bütün işlerini müvekkili vasıtasıyla takip ettiğini, davacı tarafından yaklaşık 436.000 TL tutarında 30 adet havale ile gönderilen paralarla şirket çalışanlarının maaşları, kira, yakıt, araç kiralama vs.ye ilişkin ödemelerin gerçekleştirildiğini, banka havalelerinden üç tanesinin bono borcuna karşılık gönderilmiş gibi ileri sürülmesinin davacının kötüniyetini gösterdiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Kural olarak havale, bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak yapıldığının kabulü gerekir. Söz konusu havalelerin senedin tanzim tarihinden sonra olup toplam miktarları senet miktarları ile örtüşmektedir.
Bu durumda mahkemece ödemelerin davacı şirket adına yürüttüğü işler ve yaptığı ödemelere ilişkin olduğu yönündeki davalının savunmasını kanıtlaması gerektiği gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi