Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/4633 E. 2011/6912 K. 25.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4633
KARAR NO : 2011/6912
KARAR TARİHİ : 25.05.2011

Davacı …..Say Dış Tic.ve Turz. San. A.Ş vek. Av. …ile davalı ….A.Ş vek. Av. …. aralarındaki itirazın iptali davası hakkında Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24/12/2009 gün ve 1317-2416 sayılı hükmün Adalet Bakanlığının ilgili yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozma istemi ile temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu.

– K A R A R –
Davacı vekili karşılıksız çıkan çek nedeniyle davalı bankanın sorumlu olduğu 435,-TL’nin tahsili amacıyla girişilen icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili çekten doğan banka sorumluluğunun ancak bunu istemeye yetkili kişi tarafından talep edilmesi halinde gündeme gelebileceğini, davacı şirket vekilinin genel vekâletnamesindeki “ahzu kabz” yetkisinin yasadan doğan tutarı talebe yeterli olmaması nedeniyle ödeme yapılmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece avukatın çek bedelini tahsile yetkili olmadığı, bankanın takip üzerine asıl alacağı oluşturan borç kalemini kabul ettiği, uyuşmazlığın fer’ilerde toplandığı; davalı bankanın yetkisi bulunmayan vekile ödeme yapmayı reddetmekte haklı olduğu ve takip yapılmasına ve dava açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle davanın reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.
Kesin olarak verilen hüküm Adalet Bakanlığı’nın 02.02.2011 gün ve 3400 sayılı yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/VI ncı maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istemi ile temyiz edilmiştir.
1- Davalı banka vekili 17.9.2009 günlü oturumda cevap dilekçesini kaleme bıraktığını beyan etmiş, nitekim tarihsiz cevap dilekçesi ve ekindeki Beyoğlu 24. Noterliğince düzenlenmiş 3.3.2009 günlü vekâletname yazı işleri müdürünce 15.9.2009 gününde havale edilmiştir. Bu haliyle davalı vekili vekâletnamesini karardan önce dosyaya sunmuş olup, suret harcının sonradan tamamlanması yasaya aykırı görülmediğinden bu yöne ilişkin temyiz istemi yerinde değildir.
2- Hukuk Genel Kurulu’nun 10.10.2001 gün ve 2001/11-62-697 E.K. sayılı kararında da vurgulandığı gibi davacı tarafından vekiline verilen vekaletnamenin dava açma ve takip etme yetkisini içeren genel vekaletname olması ve bankacılık işlemleri yapma konusunda bir yetki içermemesi nedeniyle, vekilin anılan vekaletname ile davalı bankadan çek bedeli veya yaprak başına sorumluluk tutarını tahsil yetkisi bulunmadığından, davalı bankanın davacı adına yatırılan parayı ödememesinde ve bu nedenle açılan davanın mahkemece reddinde bir isabetsizlik yoktur.
Açıklanan her iki nedenle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/VI ncı maddesine dayalı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, kararın bir örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 25.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.