Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/366 E. 2011/12317 K. 10.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/366
KARAR NO : 2011/12317
KARAR TARİHİ : 10.10.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, bedele ilişkin talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında, mısır satışından doğan 846.832,97 USD borcun ödeme esaslarının tespit edilmesi için 31.07.1997 tarihli anlaşmanın yapıldığını, davalının anlaşmanın 6.maddesine göre müvekkiline teslim etmesi gereken bina, depo, makine ve ekipmanları teslim etmediğini, davalının müvekkiline dava tarihi itibariyle 437.434 USD borcunun bulunduğunu bildirerek sözleşmede kararlaştırılan bina, depo, makine ve ekipmanların müvekkiline teslimine, bu talebin hukuki veya fiili imkansızlık nedeniyle kabul görmemesi halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla teslim edilmeyen malların karşılığı şimdilik 40.000 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 31.07.1997 tarihli sözleşmeye konu olan bina, depo, makine ve ekipmanların neler olduğunun belli olmadığı gibi, değerinin de tespit edilmediğini, şirkete ait pek çok şeyin sözleşmeden sonra yapıldığını, kaldı ki 31.07.1997 tarihli sözleşmenin, yine taraflar arasında ve daha sonra alacak-borç ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılan 21.04.1998 tarihli sözleşme ile yenilendiğini ve yeni şartlara bağlandığını, sözleşmenin gereklerinin de yerine getirilerek borç ödeme suretiyle tasfiye edildiğini, taraflar arasında yapılan bu yeni ve ikinci sözleşmede yer almayan hususların dava konusu yapılmasının hukuken mümkün olmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve 15.05.2005 tarihli bilirkişi raporuna göre, 08.11.1993 tarihli yer teslim tutanağında iki adet silonun daha önceden yapılmış olduğu, 15.05.2005 tarihli bilirkişi raporunda açıklanan bir adet silo ile makine ve teçhizatların davalı tarafından 31.07.1997 tarihli sözleşmenin 6.maddesinde belirtildiği şekilde davacıya devredileceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davacıya devredilmediği, her ne kadar davalı vekilince taraflar arasında yapılan 21.04.1998 tarihli protokol hükümlerine göre artık davacının böyle bir talepte bulunamayacağı iddia edilmiş ise de, 21.04.1998 tarihli protokolün incelenmesinde davalı vekilinin iddialarını doğrulamadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile bilirkişiler Şaban Sarı ve Sabri Somangül’ün 15.05.2005 tarihli raporunda geçen 1 adet silo ile makine ve teçhizatların davalıdan alınarak davacıya teslim edilmesine, teslim talebi kabul edildiğinden bedele ilişkin talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Davacı, dava dilekçesinde, dava konusu malların tek tek belirtmeksizin aynen teslimini talep etmiştir. 6100 sayılı HUMK’nun 31.maddesine göre, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü, talep sonucunu aydınlatma yükümlülüğünü de içerir. Davacının teslimini istediği mallar açıklattırılmadan yargılamaya devam edilerek malların aynen teslimine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, hüküm fıkrasında mallar tek tek belirtilmeden teslim kararı verilmesi de infazda tereddüt yaratacağından hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.