Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/3379 E. 2011/14954 K. 30.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3379
KARAR NO : 2011/14954
KARAR TARİHİ : 30.11.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin 2007 ve 2008 yıllarında davalı şirketten almış olduğu mallar karşılığında ödemeleri senet ve çek vererek yaptığını, 23/07/2008 tarihi itibari ile davalı şirkete 31.850,01 YTL borcu kaldığını, davalı şirketin bu alacak ve ferileri için icra takibi yapması gerekirken müvekkilinin bedelini ödediği halde iade edilmemiş olan senedi de kullanarak 87.700,00 TL ve ferileri için icra takibi başlattığını, davalı şirket ile müvekkili arasında yapılmış hiçbir anlaşma olmadığı halde hesap dökümünde 5.193,00 TL icra masrafı, 29.497,11 TL vade farkı tahakkuk ettirerek müvekkili aleyhine borç kaydetmesini kabul etmediklerini ileri sürerek Nazilli 2.İcra Müdürlüğünün 2008/3183 ve 2008/3184 esas sayılı dosyaları ile başlatılmış olan takiplerin 55.850,00 YTL kısmının ve ferilerinin ve bu takiplere konu olan senetlerin de aynı miktarlarının iptaline, icra takibinin 31.850,01 TL. ve fer’ileri üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 2007-2008 yıllarında yapılan alım satım nedeniyle davacının verdiği senetlerin vadesinde ödenmediğini, protesto edilen senetlere dayanılarak davacı aleyhine icra takibi yapıldığını, davacının zamanında ödemediği borç nedeniyle, davalı şirket tarafından 20.08.2008 tarih, 366850 seri nolu 29.497 TL vade farkı faturasının tanzim edilerek davacı tarafa teslim edildiğini, davacının 23/07/2008 tarihi itibari ile 31.850,01 TL borçlu olduğu iddiasının gerçek olmadığından bahisle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davacı ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında icra masrafı ve vade farkı hariç her iki tarafın cari hesap ekstrelerine göre bulunan hesap bakiyesinin 31.850,00 TL.olduğu, davalı şirketin hesap ekstrelerinde ve yasal defterlerinde davacının defterlerinden farklı olarak kaydedilen 5.193,00 TL icra masrafı ve 29.497,11 TL vade farkı faturasının davacının defterlerinde yer almadığı, faturanın davacıya tebliğ ve teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı, davalının davacıyı defterlerinde icra takip gideri adı altında borçlandırmasının bu giderlerin İcra Müdürlüklerince hesaplanıp ödenmesine karar verileceğinden yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kabulüne karar verilerek Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2008/3183 sayılı takip dosyasına borcu olmadığının tespitine, Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2008/3184 esas sayılı dosyasına 31.850,09 TL asıl alacak, 2.254,99 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
(2) Dava, Nazilli İcra Müdürlüğü’nün 2008/3183 ve 3184 sayılı dosyalarında takibe konu bonolar nedeniyle 31.850,00 TL.ve fer’ilerini aşan kısımdan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece hüküm fıkrasının 2. bendinde “davacının Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2008/3184 esas sayılı dosyasına 31.850,09 TL asıl alacak, 2.254,99 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olduğunun tespitine” denilmek suretiyle olumlu tespit şeklinde hüküm kurulmuştur. Oysa, mahkemece yapılacak iş, davacının borçlu bulunduğu belirtilen 31.850,09 TL. asıl alacak ve fer’ilerine ilişkin borç toplamının Nazilli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/3184 E. sayılı takip dosyasına konu bonolardan hangisi için ne kadar miktar borçlu bulunmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerekirken olumlu tespit hükmü kurulmak suretiyle karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.