Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/256 E. 2011/12305 K. 10.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/256
KARAR NO : 2011/12305
KARAR TARİHİ : 10.10.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 27.03.2004 tarihli taksitli kapıdan satış sözleşmesi gereğince davalıdan satın alınan aletlerin müvekkilleri tarafından müşterilerine satıldıktan sonra kusurlu- ayıplı oldukları gerekçesiyle iade edildiğini, davalı şirket arandığında “malların iade edilmesinin” istenildiğini, bunun üzerine malların davalı şirket servisine teslim edildiğini, 2-3 ay geçtikten sonra servis tarafından malların davalı şirket deposuna teslim edildiğinin belirtildiğini ve davacılara geri verilmediğini, bozuk-ayıplı malların tamir edilmemesinden dolayı davacıların müşteri kaybettiklerini, ayrıca davalı tarafından müvekkilleri hakkında takip başlatıldığını bildirerek anılan takip dosyası nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, ödenen 2.000 TL.’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla istirdadına, aksi halde malların davacılara iadesine ve sözleşmenin değişen şartlara uyarlanmasına, fahiş faizin indirilmesine, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödememeleri nedeniyle takip başlatıldığını, faiz oranının doğru olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacılar tarafından ayıp ihbarı yapıldığının kanıtlanamadığından malların ayıpsız olduğunu kabul etmek gerektiği, takipte talep edilen asıl borç miktarının haklı olduğu, ancak sözleşmede kararlaştırılan % 120 faizin uygulanmasının hakkaniyet kuralları ile bağdaşmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğundan reeskont faizi uygulanması gerektiği, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacıların 3.250 TL. asıl alacak, 352.51 TL. işlemiş faiz borçları olduğunun tespitine, talepnamede yazılı istenilen 1.047.12 TL. tutarındaki faizden 694.71 TL. tutarından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, icra takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden değişken oranlı reeskont faiz yürütülmesine, %40 inkar tazminatının davacılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 02.03.2004 günlü sözleşmede nitelikleri yazılı … tipindeki 5 adet büyük scooterin davalı tarafından davacılara teslimine, teslim işleminden sonra icra takibinin yukarıda yazılı miktar ve koşullara bağlı olarak devamına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Davacılar, taraflar arasında imzalanan 02.03.2004 tarihli satış sözleşmesi uyarınca davalıdan 10 adet scooter satın aldıklarını, alınan malların ayıplı olması nedeniyle davalıya tamir için gönderildiğini, bu malların geri verilmediğini, davalıya borçları bulunmadığını ileri sürerek Denizli 5. İcra Müdürlüğünün 2004/3942 E.sayılı takip dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, ödenen meblağın istirdadına, sözleşmenin uyarlanmasına, malların iadesine karar verilmesi talebiyle işbu davayı açmışlardır.
Davacı taraf, sözleşme konusu malları davalıya iade ettiğini usulüne uygun delilerle kanıtlayamamıştır. Davalı tarafça takibe konu edilen 02.03.2004 tarihli sözleşmede faiz oranının %120 olduğu belirtilmiş olup, davalının sözleşmeden kaynaklanan alacakla ilgili olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanmasını istemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
2) Mahkemece, davacılar aleyhine %40 tazminata hükmedilmiş ise de, İİK.’nun 72. maddesine göre, menfi tespit davasının reddi halinde borçlu aleyhine tazminata karar verilebilmesi için, alacaklının alacağına kavuşmasının verilen tedbir kararı ile engellenmesi gereklidir. Mahkemece, bu yönde verilmiş tedbir kararı bulunup bulunmadığı ve tedbir karanın infaz edilip edilmediği üzerinde durularak tazminat talebinin karara bağlanması gerekirken yazılı gerekçeyle tazminata hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına hükmün BOZULMASINA, 1 nolu bentte belirtilen bozma nedenine göre davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.