YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2402
KARAR NO : 2011/3436
KARAR TARİHİ : 17.03.2011
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin borçluya 18.01.2008 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrine konu meblağın ise tebliğden sonra 22.01.2008 tarihinde müvekkilinin hesabına gönderildiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra borcun ifası halinde borçlunun icra giderlerinden, işleyen faizden ve avukatlık ücretinden sorumlu olduğunu, asıl alacağın ifası ile borcun sona ermeyeceğini, yapılan itirazın bakiye alacağın icra yoluyla tahsilini ortadan kaldırdığı için haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın 1 senelik hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının müvekkili banka nezdindeki hesabının, davacının oğlu’nun kredi kartı borcunun teminatı olarak rehnedildiği ve blokeye alındığından, bloke çözülmesi talimatı gelmeden müvekkili bankanın ödeme yapamadığını, takip tarihinde muaccel borç bulunmadığını, müvekkili bankanın davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamın dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi davalı tarafından takip konusu borca ilişkin olarak icra takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece dava tarihinden önce yapılan ödeme yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.03.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Genel hükümlere göre açılan davalarda kural olarak haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün onanması gerekir. Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüş ve gerekçesine katılamıyorum.