Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/2243 E. 2011/6943 K. 25.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2243
KARAR NO : 2011/6943
KARAR TARİHİ : 25.05.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

İflas erteleme talebinde bulunan vekili, sağlık alanında faaliyet gösteren müvekkili şirketin ekonomik nedenlerle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini belirterek iflas erteleme talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, iyileştirme ümidinin bulunması nedeniyle verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen yaklaşık bir yıllık sürede kayyım raporunda belirtildiği gibi somut bir iyileşme olmadığı, nakit sıkıntısı olan şirketin bu sorununu çözemediği, yeni kaynak sağlanmadığı, iyileştirme projesinin yetersiz kaldığı, tavsiye ve beklenti niteliğindeki bilirkişi ve kayyım raporlarına bu nedenle itibar edilemeyeceği belirtilerek, iflas erteleme talebinin reddine , şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm iflas erteleme talebinde bulunan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Zira önerilen iyileştirme tedbirlerinin şirketin malî durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması icap etmektedir. Bilirkişi raporunda, şirketin borca batık olduğu, plansız büyümesi nedeniyle borca batık hale geldiği, giderlerini %50 oranında düşürdüğü, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu belirtilmiş, ek raporda ise yapılan 450.000. TL sermaye artışının ¼’ünün ödendiği, bakiyesinin ise 2010 yılı sonuna kadar ödeneceğinin taahhüt edildiği, kalan sermaye borcunun 2010 yılı sonuna kadar ödenmesi halinde şirkete düzenli nakit akışı sağlanabileceği ve borca batıklıktan çıkabileceği, borçların tamamını ödeme beklentisinin daha somut ve net bir hâle geldiği belirtilmiştir. Mahkemece, 2010 yılı sonu beklenmeden 26.10.2010 tarihinde şirketin iflâsına karar verilmiştir.
Borca batıklık bildirimi üzerine borca batıklığın tespiti ve şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümü mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez (HUMK.m.275). Ancak çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren uyuşmazlıkta mahkemenin, bilirkişinin görüşünü alması gerekir.
Borca batıklık durumunun varlığı ve şirketin mali durumunu iyileştirmesi ümidinin bulunup bulunmadığı özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda uzman bilirkişinin oy ve görüşü alınmalıdır. HUMK.nun 286.maddesi uyarınca bilirkişinin oy ve görüşü hâkimi bağlamazsa da bu tür hallerde hâkimin bilirkişi yerine geçerek olayı çözmesi usule uygun düşmez. Bilirkişi raporu yeterli değilse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmalı veya bilirkişiden açıklık olmayan konularda ek ve tamamlayıcı görüş alınarak uyuşmazlık çözülmelidir. Somut olayda bilirkişi kurulu sunulan projenin, şirketi borca batıklıktan kurtarabilecek nitelikte olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece mali durumun iyileştirilmesi konusunda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan veya bilirkişi kurulundan ek ve tamamlayıcı rapor alınmadan proje ve raporun ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle borçlu şirketin iflasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle iflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek hâlinde iadesine, 25.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.