Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/176 E. 2011/2818 K. 03.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/176
KARAR NO : 2011/2818
KARAR TARİHİ : 03.03.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının davasının HUMK’nun 193.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı -karşı davalı vekili , müvekkili davacıların aleyhine davalı -karşı davacı tarafından Samsun 2. İcra Müdürlüğünün 2005/5011 takip sayılı dosyasında 1992 ve 1993 yıllarına ilişkin olarak Çorum Valiliği ve Havza Kaymakamlığı’na verilen teminat mektuplarının komisyon bedel ve faizleri nedeniyle lehlerine icra takibi yaptıklarını, ancak istenilen rakamın fahiş olduğunu belirterek borçlu olmadıklarının tespitlerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı -karşı davacı 04.04.2006 tarihli karşı dava dilekçesi ile istenilen komisyon bedellerinin sözleşme ve banka yönetmeliklerine uygun olduğunu belirterek davanın reddini ve aynı zamanda bu bedeller nedeniyle davacıların aleyhlerine yapılan takibe haksız olarak itiraz etmeleri nedeniyle itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece önce asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, temyiz edilen bu karar Dairemizin 2009/798 E.,2009/10038 K. ve 03.11.2009 T.sayılı kararı ile “… Asıl dava yönünden tarafların yüzlerine karşı işbölümü sebebiyle gönderme kararı verilmiştir. İşbölümü sebebiyle verilen gönderme kararlarının temyizi kabil olmadığından ve somut olayda hüküm tarafların yüzüne karşı tefhim edildiğinden verildiği anda kesin nitelikte olan bu karar üzerine tefhim tarihinden itibaren HUMK’nun 193.maddesinde öngörülen 10 günlük süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi konusunda talepte bulunulması ya da çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesi gerekirken hak düşürücü bu süre geçirildikten sonra yenileme talebinde bulunulduğu görülmüştür. Her ne kadar yerel mahkemenin gerekçesinde verilen kararın görevsizlik kararı niteliğinde olduğu açıklanmış ise de Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olmayıp iş bölümü ilişkisi olduğundan mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabet görülmemiştir. Bu durumda mahkemece asıl dava yönünden HUMK’nun 193/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece bu kez asıl davanın HUMK’un 193.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş hüküm davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Mahkemece verilen davanın açılmamış sayılması kararının nihai kararlardan olması ve davalı-karşı davacının kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7.maddesi gereğince vekalet ücreti olan 1.000.TL yerine 225.TL vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizse de belirtilen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’un 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm kısmının 3.numaralı bendinde yer alan “…avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan 225.TL’nin…” tümcesinin “…avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan 1.000.TL’nin…” şeklinde değiştirilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 03.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.