YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1732
KARAR NO : 2011/11702
KARAR TARİHİ : 29.09.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla )
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine iki adet bonoya dayalı takip başlattığını,takibe konu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bonoların sahte olarak düzenlendiğini, konuyla ilgili ceza soruşturmasının bulunduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve hazırlık soruşturması sırasında Adli Tıp Kurumu’ndan verilen rapora göre takibe konu bonolardaki imzaların davacının eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve davacının %40 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca davacı borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için anılan yasa hükmü gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bundan dolayı alacaklının alacağına kavuşmasının gecikmiş olması gerekir.Somut olayda İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalının tazminat talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.