Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/1562 E. 2011/10895 K. 15.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1562
KARAR NO : 2011/10895
KARAR TARİHİ : 15.09.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava bayilik sözleşmesinde taahhüt edilen miktarda ürün satılamaması nedeni ile feshedilen sözleşme uyarınca uğranılan kar mahrumiyeti ile cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, işyerinin devir edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, imza ve hesap bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının taahhüdünü yerine getiremediğinden davacının feshinin haklı olduğu, ıslah da gözetildiğinde 32.554.00 TL kar mahrumiyeti 6.364.00 TL cezai şart alacağının temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı ile davalı arasında asgari satım taahhüdü de verilen 5 yıl süreli 01.03.2005 başlangıç tarihli sözleşme imzalanmıştır. Anılan sözleşmenin 4/f maddesinde bir yılda 8 ton tutarında madeni ve sentetik yağ satılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 8. maddesinde ise bayiinin bu anlaşmanın herhangi bir hükmünü yerine getirmemesi halinde davacıya sözleşmeyi fesih hakkı tanınmıştır. Öte yandan sözleşmenin 8/2 maddesinde ise “Bayii bu anlaşma süresi boyunca … (davacıdan) satın almayı taahhüt ettiği mamüllere ilişkin tonaj taahhüdünü gerçekleştirmediği takdirde taahhüt miktarını tamamlayıncaya kadar anlaşmanın uzayacağını kabul etmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Davalı vekili asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde 8/2 madde uyarınca sözleşmenin taahhüt miktarı tamamlanıncaya kadar uzayacağını ve davacının fesih hakkının doğmadığını, öte yandan sözleşmede devir yasağı var ise de, davacının aynı adresde … Oto Özel Servis Ltd. Şti.’ne mal verdiğini, böylece devire muvafakat ettiğini belirterek feshin haksız olduğunu savunmuştur.
Davalı vekilinin bu savunması karar yerinde tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.09.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI –
Davacı ile davalı arasında 01.03.2005 tarihli 5 yıl süreli bayilik anlaşması imzalanmıştır.
Davacı davalının sözleşmeye aykırı tutumu nedeniyle ilgili sözleşmenin 10. maddesi hükmü gereğince sözleşmeyi 16.07.2007 tarihli ihtarname ile feshederek sözleşmenin 10/b ve 10/c maddelerindeki hükümler uyarınca uğradığı kar mahrumiyeti ile cezai şart alacağının tahsilini talep etmiştir.
Sözleşmenin 8. maddesinin 1. fıkrası sözleşme süresini düzenlemiş, 2. fıkrasında ise “Bayii bu anlaşma süresi boyunca … satın almayı taahhüt ettiği mamullere ilişkin tonaj taahhüdünü gerçekleştirmediği takdirde, taahhüt miktarını tamamlayıncaya kadar anlaşmanın uzayacağını kabul etmiş sayılır.” 10. maddesinde ise “Bu anlaşmanın Bayii tarafından süresinden önce fesih edilmesi yada Bayiinin bu anlaşmanın herhangi bir hükmünü yerine getirmemesi veya satın alacağı ürünlerin bedelini ödememesi halinde … dilerse bu anlaşmayı tek taraflı fesih edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Sözleşmenin 8. maddesindeki hüküm davacı …’a anlaşma süresi sonunda davalı bayiinin satın almayı taahhüt ettiği mamullere ilişkin tonaj taahhüdünü gerçekleştirmediği takdirde taahhüt miktarını tamamlayıncaya kadar anlaşmayı uzatma hakkını, 10. madde ise bu durumda tek taraflı fesih hakkını vermiştir.
Davacı seçimlik hakkından sözleşmeyi fesih hakkını kullanmıştır.
Davacının sözleşme süresinin bitimini beklemesinde de hukuki bir yararı yoktur. Davalı vekili cevap ve 24.04.2009 tarihli dilekçelerinde müvekkilinin 12.10.2005 tarihinde ticareti terk ettiğini beyan etmiş, ayrıca Avcılar Vergi Dairesinin 16.04.2009 tarih, 12006 sayılı yazısı ile de davalının ticareti terk ettiği mahkemeye yazı ile bildirilmiştir.
Davalı bayiinin de sözleşmede alımını taahhüt ettiği ürünleri alacağını veya almaya hazır olduğuna dair bir iradesini gösteren beyanı da bulunmamaktadır.
Bu durumda davalının alım edimini yerine getirmeyeceği sabit olup davalının soyut fesih hakkının doğmadığı yönündeki beyanına ilişkin savunmasının tartışılmasının hukuki yarar sağlamayacağı, bu nedenle usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olmamız nedeniyle sayın çoğunluğun kararın bozulması şeklindeki görüşlerine katılamıyoruz.