Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/14330 E. 2012/8004 K. 15.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14330
KARAR NO : 2012/8004
KARAR TARİHİ : 15.05.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. … ile davalı vek. Av. …’in gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalı banka çalışanlarının 29.06.2007 tarihinde kredi borcunun ödenmesi için ihtarda bulunmaları üzerine 2005 yılında iki taksit halinde kullandıkları kredi borcu olduğunu düşünerek ödemeler yaptığını, daha sonra ticari işlemlerde kullanmak üzere yapılan havalelere rağmen hesapta para olmadığını görünce durumu sorduğu davalı bankanın olayı açıklayamadığını, BDDK’ya şikâyet edince, 2000 yılında Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığını bildirdiklerini, gönderilen evraklardaki faks talimatlarının montaj yoluyla sahte düzenlendiğini fark ettiğini, davalı bankanın 10.11.2008 tarihinde hesabı kat ederek ihtarname çektiğini, oysa bu krediyi kesinlikle kullanmadığını 120.000 TL kredi ile ilgili talebi bulunmadığını Tevfik Aras ve Ekrem Mermeroğlu’na ödeme yapılması talimatlarının sahte olduğunu, ticari itibarının zedelenmemesi için müvekkilinin ihtirazı kayıtla ödemeler yaptığını ileri sürerek 10.11.2008 tarihli ihtarnameye konu 89.629,31 TL’den borçlu olmadıklarının tespiti ile faiz ve BSMV borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacı ile 12.01.2004 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, sonra limit arttırımları yapıldığını, sözleşmede kefil olarak imzası olan …’nın davacı şirket ile ortaklık sözleşmesi yapan dava dışı … Ltd Şti’nin yetkilisi olduğunu, 2004 yılından beri davacının…’na birçok kez ödemeler yaptığını, davacı şirket yetkilisinin interaktif bankacılığı nedeniyle hesap hareketleri ve işlemleri görebildiğini, faksla talimatlarda talimatın… Ltd Şti’ne ait faks cihazı ile gönderilmesinin davacının bilgisi dışında olduğu anlamını taşımayacağını, davacının ödediği 9000 TL’dan sonra 1 yıllık süre içinde istirdat davası açılmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dosya kapsamı ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan 08.09.2009 havale tarihli bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi, Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Davacı vekili, gerekçelerini belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiş, davalı bankanın imza ve metni sahte olan montaj yoluyla sahte olarak üretilen ve müvekkillerine ait olmayan faks cihazından gönderildiği açıkça belli olan talimatlara istinaden kredi hesabından kredi kullandırılarak mevduat hesabına aktarılıp, aynı gün üçüncü şahıslara ödendiğinin belli olup, bu hususun davalı bankaca bilindiğini ve interaktif bankacılık işlemi nedeniyle internet sitesinden kredi hesabını değil mevduat hesabını görebildiğini belirtmesi şeklindeki itirazlarının dikkate alınmadığını belirtmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin itirazlarını da değerlendirecek şekilde banka kayıtları üzerinde yeniden uzman bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 900 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.