Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/14309 E. 2012/5283 K. 29.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14309
KARAR NO : 2012/5283
KARAR TARİHİ : 29.03.2012

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Davacı birleşen dosya davalısı: … Gıda ve İth. Mad. Dağ. Paz. Koll. Şti vek. Av….
Davalı birleşen dosya davacısı: Total Oil Türkiye A.Ş vek. Av. …
Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit -alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı birleşen dava davacısı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 24.08.2009 tarihi itibariyle sona ermesine rağmen davalının bayilik sözleşmesinin teminatı olarak teslim edilen 60.000 TL bedelli banka teminat mektubunu keşide edilen ihtarnameye rağmen iade etmediğini, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu veya bayilik sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, bu nedenle teminat mektubunun iadesi gerektiğini iddia ederek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalıdaki banka teminat mektubunun iadesine, bu mümkün olmadığı taktirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile 70.000 USD müvekkili şirkete borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı tarafın müvekkili şirket ile imzaladığı bayilik sözleşmesi hükümlerine aykırı davranıp yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini bu nedenle 70.000 USD müvekkili şirkete borçlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 45.000.USD cezai şart alacaklarına faizi ile hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,cevabında taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, davacının sona ermiş sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunduğunu, sözleşme süresince davacının hiçbir temerrüt ihtarı bulunmadığını, müvekkilinin satışlarının düştüğü kabul edilse dahi davacının yıllarca sessiz kalarak, bu durumu zımnen kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre davacının bayilik sözleşmesine aykırı davranışının olmadığı, 60,000 TL’lik teminat mektubunun haksız olarak davalı tarafça nakde çevrildiği, birleşen dava davacısının cezai şart hakkının bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı birleşen dava davacısı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamasına ve rapora yönelik itirazların da alınan ek raporla karşılanmış olmasına göre davalı birleşen dava davacısı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.