YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14144
KARAR NO : 2012/4741
KARAR TARİHİ : 22.03.2012
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı banka ile Dava dışı kredi borçlusu … Ltd.Şti. arasında 73.000.00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığı, davalıların da sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
12.11.2009 tarihinde hesabı kat eden banka 25.01.2010 tarihinde borçlu şirket ve müteselsil kefiller hakkında icra takibi yapmış, kefillerin takibe ve borca itirazı üzerine itirazın iptali ve tazminat istemi ile bu dava açılmıştır.
Davalılar vekili, müvekkillerinin kefil olarak adlarının yazıldığı bölümde kefalet limitinin gösterilmediğini, bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Genel Kredi Sözleşmesinde kredi limitinin 75.000.00 TL olarak belirlendiği, kefalet limitinin belli olmadığı yolundaki savunmanın bu nedenle yerinde görülmediği, davalı müteselsil kefillerin takip öncesi temerrüdünün gerçekleşmediği, kat tarihindeki alacak 52.687.37 TL olduğundan bu tutar üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, işlemiş temerrüt faizi talebinin reddine, %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle kredi sözleşmesinin ilk sayfasında kredi limitinin yazılı olmasına göre davalı müteselsil kefillerin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı banka vekilinin temyizine gelince, davacı banka 12.11.2009 tarihinde hesabı kat etmiş ancak, kat ihtarları davalı kefillere tebliğ edilmemiştir.
Bu durumda davalı kefillerin takip öncesi temerrüde düşürüldüğünden söz edilemez ise de bu husus kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizin kefalet limiti dahilinde kalmak kaydı ile davalı kefillerden talep edilebilmesine engel teşkil etmez. Bu yön gözetilmeden davacı bankanın kat tarihi ile takip tarihi arasındaki işleyen akdi faiz talebinin temerrüd faizi gibi değerlendirilerek reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.