Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/13983 E. 2012/4638 K. 21.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13983
KARAR NO : 2012/4638
KARAR TARİHİ : 21.03.2012

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, takip konusu çekin müvekkilinin evinden çalınarak alınması nedeniyle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2008/544 E. sayılı dava dosyası ile iptaline karar verildiğini ayrıca söz konusu çek nedeniyle ödeme yasağı kararı verildiğini, kesinleşen mahkeme kararına istinaden ödeme yapmayanlar hakkında başlatılan ilamsız icra takibi kapsamında yetkili icra dairesi tarafından davalıya gönderilen ödeme emri sonucunda davalının 10.000 TL. asıl alacak ve ek olarak 65,00 TL. ödeme yaptığını, ancak işlemiş faiz, masraf, vekalet ücreti ve tüm fer’ilerine ilişkin kısmi itirazda bulunduğunu ileri sürerek, davalının kısmi itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe dayanak yapılan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin çekin iptaline ilişkin kararından takipten önce kendilerine yapılmış bir ihbar bulunmadığını müvekkiline karşı önce yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibinde kararın tebliğ edilmediğini, müvekkilinin takibin başlatılmasına sebebiyet vermediğini, dolayısıyla icra harç ve giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, davacının, davalının keşide ettiği çekin zayi olduğunu iptal kararını da eklemek suretiyle müvekkiline ihtar çekerek alacağını tahsil etme imkanı olduğu halde müvekkili hakkında icra takibine geçerek icra harç ve giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin borcunun muaccel olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunarak, davalı lehine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; çekin zayi olmasında davalı-keşidecinin bir kusurunun bulunmadığı, takip tarihinden önce çekin iptaline ilişkin kararın davalıya gönderilerek çek bedelinin tahsilinin talep edilmediği, nitekim yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibinde çıkarılan ödeme emri ekinde de iptal kararının gönderilmediği, yetkili icra dairesinde yapılan takipte davalının asıl alacak ile ödeme tarihine kadar işleyen faiz tutarını ödediği, icra takibi yapılmadan önce davalının keşide ettiği çek bankaya ibraz edilmediğinden ve davacı tarafça çek bedelinin tahsili talep edilmediğinden, davalının çekin kimin elinde olduğunu ve borcunu kime ifa edeceğini bilemeyeceğinden icra takibi yapılmasına neden olmadığı, bu durumda HUMK’nun 94/2. maddesi gereği icra harç ve giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.