YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13905
KARAR NO : 2012/4632
KARAR TARİHİ : 21.03.2012
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; davalının keşidecisi olduğu 2 adet çekin meşru hamil olan müvekkilinden çalındığını, zayi olan çeklerin iptaline karar verildiğini, davalının çek bedellerini ödememesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin çek bedellerini cirantaya ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının dava konusu çeklerin bedelini elden nakit olarak Kerem Korkut’a ödediğini tarihsiz belge ile ispatladığı, davalının itirazının haksız olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık zayi nedeniyle çek iptali kararı alan davacının bu karara istinaden davalı keşideciden çek bedellerini talep etmesi, davalının ise zayi edildiği bildirilen çek bedellerini dava dışı Kerem Korkut isimli kişiye ödediğini bildirerek borçtan kurtulduğu savunması üzerinde toplanmaktadır.
Kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali kararı ve bu kararın hükümleri TTK’ nun 563. ve 564. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nun 563/1. maddesine göre; “Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. “ Aynı yasanın 564/1. maddesinde ise ; “İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan veya yeni bir senet ihdasını talep edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İptal kararını alan davacı, borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmasını istemek hakkını kazanmaktadır. Borçlu da hile ve ağır kusuru bulunmadıkça iptal kararını ibraz edene karşı ödemede bulunmakla borcundan kurtulmaktadır (TTK md.558/2).
İptal kararı, bunu elinde bulunduran kişinin senette mündemiç bulunan ve iptal ile artık senetten ayrılan hakkın sahibi olduğuna ilişkin bir karine yaratır.
İptal kararı, iptal olunan senet yerine geçen bir senet niteliği taşımamaktadır. Sadece elden çıkmış bulunan senedin teşhis fonksiyonunu ifa etmekte ve iptal kararı hamiline senetsiz olarak alacağı talep hakkı vermektedir.
Görüldüğü gibi, borçlu, iptal kararı hamilinin sadece kararı ibraz etmesi ve kararda adı geçen alacaklının kendisi olduğunu ispatlaması üzerine, ağır kusur ve hilesi bulunmaksızın borcunu ifa ederse, borcundan kurtulmaktadır.
Borçlu, iptal kararını alan kişiye karşı bazı def’ileri ileri sürebilir. Örneğin, borçlu, iptal kararını alan kişinin aslında senet üzerinde herhangi bir hakkının olmadığı yani gerçek alacaklı olmadığı def’ini ileri sürebilir. Öte yandan davalı borçlu senedin zilyedi olan kişiye ödemede bulunduğunu ve bu nedenle borçtan kurtulduğunu da ileri sürebilir. Ancak, iptal kararı hamili, hak sahibi olduğunu iptale ilişkin yargılamada az çok ispatladığından bunun aksini iddia eden borçlu bu yöndeki iddialarını usulüne uygun delillerle ispat etmek zorundadır. Borçlunun, iddialarını ispat etmesi ile zayi nedeniyle iptal kararı etkisini kaybeder yani sonuç doğurmaz.(Bu açıklamalar için bakınız: Hanife Öztürk(Dirikkan) -Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, Ankara ,1990, s. 84 vd.; Prof. Dr. Fırat Öztan-Kıymetli Evrak Hukuku 2. Bası, Ankara, 1997, s. 274 vd.; Poroy-Tekinalp-Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 19. Bası, İstanbul, 2010, s. 97 vd.; Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu-Kıymetli Evrak Hukuku 5. Baskı, Ankara, 1999, s. 57 vd.).
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı zayi nedeniyle iptal kararına dayanarak TTK 564/1 maddesi uyarınca dava konusu çek bedellerini davalı keşideciden talep etmiş, ancak davalı çek bedellerini dava dışı Kerem Korkut’a ödediği gerekçesiyle icra takibine itiraz etmiştir. Davalı itiraz dilekçesinde dava konusu çeklerin Kerem Korkut’a verildiğini, onun tarafından davacı …’ya ciro edilmiş olduğunu, ve … tarafından zayi nedeniyle iptal kararı alındığını belirtmiştir. Davalı ödeme savunması olarak tarihsiz bir belgeyi de dosyaya sunmuş bulunmaktadır. Ne varki bu belge her zaman düzenlenebilecek nitelikteki belgelerdendir. Davalı çeklerin zilyedi olduğunu belirttiği dava dışı Kerem Korkut’tan çekleri teslim almamıştır. Oysa TTK.nun 558/1 maddesi uyarınca “Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi mukabilinde ödemeyle mükelleftir.” Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu vadenin hululünde senedin mahiyetine göre alacaklı olduğu anlaşılan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.“ hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm karşısında borçlunun dava dışı Kerem Korkut’a yaptığını savunduğu ödemenin kendisini borçtan kurtarabilmesi için bu ödemenin hile ve ağır kusuru bulunmadan yapılmış olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla, borçlunun, davacının elindeki zayi nedeniyle iptal kararını bile bile 3. kişiye ödeme yapması kötü ödeme niteliğinde olup kendisini borçtan kurtarmaz.
Mahkemece, belirtilen bu ilkeler çerçevesinde somut olay ve dosyada bulunan deliller tartışılıp değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.