Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/12759 E. 2011/13211 K. 26.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12759
KARAR NO : 2011/13211
KARAR TARİHİ : 26.10.2011

Davacı … …’nu temsilen vasisi … vek.Av…. … ile davalı …Ş vek.Av…. arasında görülen dava hakkında Hatay 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.06.2010 gün ve 127/157 sayılı hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 13.04.2011 gün ve 10329/4882 sayılı ilamına karşı davalı banka vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Mahkemece, 2008/127 ve 2008/133 esas sayılı dosyalardan davaların kabulüne, 2008/155 esas sayılı dosyadan davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 13.4.2011 tarihli kararı ile harç yönünden DÜZELTİLEREK ONANMIŞ olup, bu karara karşı davalı vekilinin karar düzeltme istemi ile yeniden yapılan inceleme sonucunda;
Davalar, menfi tespit davası olarak açılmış, davacı vekili asıl ve birleşen dosyalardaki davalarda müvekkilinin fiil ehliyetinin olmadığını belirterek davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … hakkında Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.3.2008 tarihli kararı ile kısıtlılık kararı verildiği ve kendisine vasi tayin edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanunu’nun 462/8 hükmü uyarınca kısıtlı adına dava açılabilmesi vesayet makamının iznine tabi olup, bu konuda vesayet makamı tarafından vasiye verilmiş bir izne dava ve vesayet dosyasında rastlanmamıştır. Kanuni temsilcinin dava açıp yürütmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerinin bulunması dava şartı olup, bu durum mahkemece kendiliğinden (re’sen) davanın her aşamasında gözetilebileceği gibi taraflarca da her zaman ileri sürülebilir (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.38-42; Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 54; 114,I/d; 115,I). Davalı cevap dilekçesinde davacının vasisi tarafından vesayet makamından izin alınmadığını savunmuş, ancak bu hususu temyiz nedeni olarak belirtmemiş ise de karar düzeltme istemi sırasında anılan dava şartı eksikliğini ileri sürmüştür. Bu durumda yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken ilâmdaki nedenlerle onanmış olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 13.4.2011 gün, 2010/10329 E, 2011/4882 K sayılı düzelterek onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin13.4.2011 gün, 2010/10329 E, 2011/4882 K sayılı düzelterek onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 26.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.