Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/12216 E. 2012/2697 K. 23.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12216
KARAR NO : 2012/2697
KARAR TARİHİ : 23.02.2012

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin cari hesaba dayalı alacağının tahsili amacıyla … 31. İcra Müdürlüğü’nün 2007/2382 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait defter kayıtlarında davacıya herhangi bir borçlarının olmadığını, dava konusu faturaların bedellerinin tamamının muhtelif çeklerle davacı şirkete ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacı tarafından takip konusu yapılan faturaların TTK anlamında delil olarak kabul edilebilecek ticari defterlere dayanmadığı, davacı tarafın ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmamış olması nedeni ile sahibi lehine delil olarak da değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı, cevap dilekçesinde dava konusu fatura bedellerinin tamamının muhtelif çeklerle davacıya ödendiğini savunmuştur. Bu durumda ispat külfeti ödeme savunmasında bulunan davalıdadır. Her ne kadar bilirkişi raporunda 2004 yılı ile ilgili değerlendirme bölümünde davalı defterlerinin incelenmesi sonucunda açıklama kısmında “Bakiye Mutabakatı”ndan söz edilip borcun sıfırlandığı belirtilmiş ise de anılan mutabakatın dayanakları gösterilmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece ispat külfetinin davalıda olduğu gözetilip bilirkişi raporunda bakiye mutabakat olarak açıklanan hususla ilgili dayanakların neler olduğu da araştırılıp, gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı sebeplerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.