YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11270
KARAR NO : 2012/5213
KARAR TARİHİ : 29.03.2012
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av…. ile davalı vek.Av….’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 5 yıl süreli bayilik sözleşmesine istinaden, 26/04/2007 tarihinde 30/09/2008 tarihine kadar mevcut intifa hakkına eklenmek üzere 13 yıl süre ile davalıya ait taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis olunduğunu, ancak Rekabet Kurumunun 12.03.2009 tarihli kararı ile bayilik sözleşmeleri ile intifa sözleşmelerinin 5 yılı aşamayacağı yolunda düzenleme getirildiğini, bu durumda intifa süresinin 24/06/2012 yılına kadar geçerli olduğunu, fiilen kullanımı imkansız kalan yıllar için ödenen intifa bedelinin iadesi gerektiğini belirterek 400.272,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taşınmazı kullanmasına bir müdahalelerinin olmadığı gibi bayilik sözleşmesinin devam ettiğini, talebin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini savumuştur.
Mahkemece taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ile davacı lehine tesis olunan intifanın devam ettiği, akitler fesih edilmeden ödenen bedelin geri istenemeyeceği, dava tarihi itibariyle sebepsiz zenginleşme olgusunun oluşmadığı ve davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, mahkemece, taraflar arasındaki akdin feshedilemeyeceği ve geçerli olduğu gerekçesiyle verilen red kararı esasa ilişkin nihai karar olup, buna göre davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmına göre hesaplanacak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 900.00.TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.