Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2011/10887 E. 2012/4646 K. 21.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10887
KARAR NO : 2012/4646
KARAR TARİHİ : 21.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan olan alacağına karşılık taraflar arasında düzenlenen 17.01.2003 tarihli temlikname uyarınca, davalının lehdarı dava dışı …’ın keşideci …’ın kefili bulunduğu iki adet bonoya dayalı olarak dava dışı bu kişiler aleyhine giriştiği takibe konu alacağını müvekkiline temlik ettiğini, sonrasında keşideci … tarafından bonolardaki imzaların sahte olduğuna yönelik müvekkili aleyhine açılan ve keşidecinin ölümü üzerine mirasçıları tarafından devam edilen menfi tespit davasının kabulü sonucu alacak tahsil edilemeyince bu kez temlike konu alacağın tahsili için müvekkilince davalı aleyhine takibe başlanılmış ise de, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin iki adet bonodan kaynaklanan alacağına yönelik başlattığı takip kapsamındaki hakkını davacıya temlik ettiğini, bonolardaki keşidecinin imzaya itiraz etmiş ise de, kefilin imzasına itirazı olmadığını, takibin bu borçlu yönünden derdest olup, davacının alacağını tahsil için yeterince girişimde bulunmadığını ve ayrıca temliknamede borçlunun borcunu ödeyememesi halinde müvekkilinin sorumlu tutulacağına dair bir hüküm de yer almadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; temlik edilen alacağın dayanağını oluşturan takibe konu iki adet bonodaki keşideci … imzasının sahte olduğunun tespiti sonucu asıl borç hükümsüz hale geldiğinden kefil …’ın da sorumlu tutulamayacağı ve temliknamede temliğin ifa yerine mi yoksa ifa uğruna mı yapıldığı belli olmadığından ifa uğruna yapıldığının kabulü gerektiğinden temlik eden davacının borçtan sorumluluğunun devam edeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının iptaliyle takibin devamına, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.